Mahkemece; davanın kabulü ile 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacı tarafından davalıya haksız yere ödenen 1.872 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Davalı kadının nüfus aile kayıt tablosuna göre, dava dışı ... isimli kişiyle 12.08.2014 tarihinde evlendiği, bu davanın 25.09.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildi....
Ayrıca; aynı kanunun Geçici 15. maddesinde “Gerçeğe uygun olmayan belge ve sağlık kurulu raporu kullanımı nedeniyle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu Kanunun ek 7 nci maddesi kapsamında fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken tutarlar ile bunlardan doğan faizler terkin olunur. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kapsamda tahsil edilmiş olan tutarlar bakımından ilgili kişiler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğmaz ve yapılmış olan tahsilatlar iade edilmez. Açılmış olan davalarda yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmolunmaz, hükmolunanlar tahsil edilmez.” şeklinde yeni bir düzenleme yapıldığı ve söz konusu düzenlemenin karar tarihinden sonra yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında davalının durumunun yasaya eklenen geçici 15 madde kapsamında da değerlendirilmesi gerekir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; hükmün boşanma dışında kalan, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre, mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur....
Yoksulluk nafakası alacaklısı kadının karardan sonra ölümüyle yoksulluk nafakası ölüm tarihinde kendiliğinden kalkmıştır. Ancak, dava tarihi ile ölüm tarihi arasındaki nafaka miktarı murisin terekesini ve dolayısıyla kadının mirasçılarını yakından ilgilendirmektedir. Şayet yoksuluk nafakasının indirilmesi kabul edilirse, fazla ödenen yoksulluk nafakası terekenin pasifine ve sonuçta mirasçıların borç hanesine yazılacaktır. Bu sebeple verilen karar kadının mirasçılarının hukuki haklarını yakından ilgilendirmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hâkim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden, tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir....
Mahkemece; davacının dava tarihinden sonra davalıya nafaka ödemediği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesindeki iddiasının ödememesi gerektiği halde dava tarihine kadar ödediği yoksulluk nafakasına ilişkin olması dikkate alındığında, bu hususun mahkeme gerekçesinde tartışılmadığı gibi, denetime olanak verecek şekilde deliller değerlendirilerek ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiştir. Yerel mahkemece davacının dava dilekçesindeki asıl talebinin hangi gerekçeler ile kabul edilmediği kararda belirtilmemiştir. Bu itibarla; gerekçesiz şekilde esasa etkili tüm deliller değerlendirilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. 3- Kabule göre ise, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve fazla ödenen nafakanın iadesine ilişkin taleplerin ayrı karar ilam harcına tabi olmasına rağmen bu hususun göz önünde bulundurulmamış olması da isabetsiz bulunmuştur....
Aile Mahkemesinin 2015/4 esas 2015/921 karar sayılı kararı ile nafaka artırım davası sonucu nafakanın 400.TL ye çıkarıldığını ve her yıl için TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğinden aylık 700.TL yoksulluk nafakası ödediğini, ancak davalı tarafın boşanma sonrası ekonomik durumuna kıyasla şu an çok daha iyi durumda olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde belirilen adreste kasti olarak nikah yapmadan aynı müşterek hanede kalmak sureti ile Ocak 2018 yılından bu yana Yusuf Dinç adlı kişi ile evli olduğunu, sırf nafaka alabilmek için nikah yapmadığını, bu hususun ATV isimli ulusal yayın yapan ve Esra Erol isimli 19 Mart 2019 tarihinde yayınlanan programda birlikte olduklarını ve evli olduklarını sözlü ve görsel beyan ettiklerini, annesini bile menfaat elde etmek için dolandırdığını bu nedenle haksız yere ödediği nafakanın kaldırılmasına mümkün olmadığında ise makul bir orana düşürülmesine, harç ve giderlerin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2012/1030 Esas, 2014/325 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte reşit olmayan çocukların velayetlerinin müvekkiline verilerek her bir çocuk için aylık 300'er TL iştirak, müvekkili içinde 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, çocukların aradan geçen süre içinde büyüdüklerini, ihtiyaçlarının arttığını, eğitim giderlerinin başladığını, nafakanın yetmediğini ve çocuklardan birinin kronik böbrek hastası olması nedeniyle sağlık sorunlarının bulunduğunu belirterek, çocuklar için ödenen 300'er TL iştirak nafakasının artırılarak 750'şer TL'ye çıkartılmasını, müvekkili kadın için bağlanan 350 TL yoksulluk nafakasının da 1000 TL'ye çıkartılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur....
Aile Mahkemesi'nin 2019/259 Esas, 2019/99 Karar sayılı 03/10/2019 tarihli ilamına dayanılarak 2021 yılı Şubat ayı yoksulluk nafakası, 03/11/2020 eksik ödenen yoksulluk nafakası, 03/12/2020 eksik ödenen yoksulluk nafakası ve 03/01/2021 eksik ödenen yoksulluk nafakası ile takibe kadar işlemiş faizin tahsili talebi ile ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. İzmir 20. İcra Müdürlüğü'nün 2021/5961 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine İzmir 18....
Tüm bu tespitler gözetildiğinde; davalının ilk nafaka kararından sonra yeni bir işe girdiği ve asgari ücret düzeyinde gelir elde etmek suretiyle ekonomik durumunda iyileşme olduğu ortadadır. Ancak iyileşmenin yoksulluğu ortadan kaldıracak ve nafakanın tamamen kaldırılmasını gerektirecek boyutta olmadığı anlaşılarak davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması ve birikmiş nafakanın iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2020 NUMARASI : 2019/1276 ESAS, 2020/1289 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik dışı birlikteliklerinden dünyaya gelen Batuhan Yasin'e mahkeme kararı ile babalığı tespit edilen davalı tarafça iştirak nafakası ödenmesine karar verildiğini, en son Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2018/269 Esas 2018/397 Karar sayılı kararı ile nafakanın 600,00 TL'ye yükseltildiğini, davalının polis memuru olup durumunun iyi olduğunu, müşterek çocuğun ise büyüdüğünü ve nafakanın yetersiz kaldığını belirterek iştirak nafakasının 1.400,00 TL arttırılarak toplam 2.000,00 TL'ye çıkarılmasına, her yıl memur artırım katsayısına göre artırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....