Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ile bu nafakanın toptan hükmedilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında, Türk Medeni Kanununun 176/1. maddesi nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde "toptan ödeme" kararı verilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...

    Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarına kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ile karar tarihinde itibaren hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir. 3.İlk Derece Mahkemesince verilen 15.04.2021 tarihli asıl hükme karşı, davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen maddî tazminat, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, lehe hükmedilen manevî tazminatın miktarı, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden, 14.07.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle de 14.07.2021 tarihli ve 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı hükmün tamamlanması kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği, aynı Kanun'un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında...

      Maddesi uyarınca iştirak nafakasına hükmedilmesi yerinde ise de miktarı azdır. ve tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, dairemizce müşterek çocuklar yararına aylık 500'er TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı karşı davalı kadın yararına TMK’nun 175.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerinde ise de miktarı azdır.Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, dairemizce kadın lehine aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

      (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kaldırılmasına karar verilen yıllık yoksulluk nafakası miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan, davalı-davacı erkeğin açtığı nafakanın kaldırılması davasında verilen karar kesin olduğundan, davacı-davalının (kadının) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine yönelik istinaf dilekçesinin ve davalı-davacı (erkeğin) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasındaki vekalet ücretine yönelik istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise davanın kabulü, tazminatların miktarı ve iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır....

        davalı kadın yararına hükmedilen aylık 200 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir....

          Mahkemece; boşanma davası sırasında davacı ve çocuk lehine sadece tedbir nafakasına hükmedildiği, bunun dışında davacının herhangi bir nafaka talebinin olmadığı, mahkemece de nafakaya hükmedilmediği, verilen boşanma kararının 26.05.2006 da kesinleştiği, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla sürenin geçtiği, bu nedenle davacının kendi adına nafaka istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası bakımından davanın reddine, iştirak nafakası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 375 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de ; boşanma davasının fer'i niteliğinde olan tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiğinden davadaki istem boşanmanın kesinleşmesinden sonraki yoksulluk ve iştirak nafakası talebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir....

            Nüfus kaydına göre ölü olduğu anlaşılan tarafların ortak çocuğu ... ile ilgili velayet düzenlemesi yapılması ve yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece; davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı erkeğin dava tarihinde tutuklu olup, yargılamanın devamı esnasında 24.02.2015 tarihinde hükümlü hale geldiği, kesinleşen 11 yıl 3 ay hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya kapsamından yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yükümlü tutulamaz. Bu durumda davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın ihtiyacına nazaran takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir....

                TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Toplanan delillerden davalı kadının özel bir üniversitede çalıştığı ve aylık kazancının 800 TL olduğu, davalı erkeğin ise zabıta araştırmasına göre aylık 850 TL, kendi beyanına göre ise aylık 1000-1500 TL gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davalı kadının boşanmayla birlikte yoksulluğa düşmeyeceği ve Türk Medeni Kanununun 175/1. maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. ......

                  UYAP Entegrasyonu