Yoksulluk ve iştirak nafakalarında faiz ancak işlemiş ve muaccel hale gelmiş nafakalar yönünden yürütülebilir. Bu yön gözetilmeden yoksulluk ve iştirak nafakalarında hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması (HUMK m. 438/7) gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın 4. ve 5. bentlerindeki "karar kesinleştikten sonra işleyecek yasal faizi ile birlikte" sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş bu haliyle, temyize konu sair hususların ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.06.2016 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasına ancak boşanma halinde hükmedilir. Mahkemece ayrılık kararı verildiği halde, davacı yararına yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının attırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakasının reddi ile iştirak nafakasının arttırılmasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; ... 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış çocuk için aylık 1000- TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için aylık 1000- TL tedbir ve yoksulluk nafakası isteminden ibarettir. Davacı vekili dava dilekçesinde ; taraflar arasında görülen boşanma davasında iştirak ve yoksulluk nafakası istemi olmadığından bu hususta hüküm kurulmadığını, boşanmaya ilişkin hükmün henüz kesinleşmemiş olduğunu belirterek eldeki davayı açtığını beyan etmiştir. Bilindiği üzere boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yoksulluk nafakası davası açılması mümkün olup mahkemece yasal şartların varlığı halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkündür. İştirak nafakası için ise boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren herhangi bir süre mevcut olmayıp kesinleşmeden sonra her zaman dava açılması mümkündür....
yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. b)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. c)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır....
un velayetlerinin davacı anneye verildiğini, davacıya 120-TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 60'ar-TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuklarının okul çağında olduğunu, masraflarının arttığını, davalının Göltaş isimli iş yerinde sigortalı ve devamlı olarak çalıştığını, aylık 2500-TL civarında maaş aldığını, paranın alım gücünün düşmesi nedeniyle aylık 120 TL olan yoksulluk nafakasının 400 TL sına müşterek çocuklar için ayrı ayrı 60 TL olan iştirak nafaksının 2015 doğumlu çocuk için 200 TL, diğeri için 250 TL sına arttırılarak nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Tam kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemeyeceği (TMK m. 175) nazara alınmadan, davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir 3-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden ortak çocukların dava açılmasından önce ve halen baba yanında oldukları anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı kadının yanında yaşamayan ortak çocuklar yararına davalı kadına verilmek üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 4-Mahkemece. tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ...., 2009 doğumlu ...., 2011 doğumlu ...., ve 2013 doğumlu....'nın velayetleri anneye bırakılmıştır. Ortak çocuk ... idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli kararıyla kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, çocuklar yararına aylık 400.00'er TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı erkek tarafından velayet ve iştirak nafakası; davalı kadın tarafından katılma yolu ile yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının miktarı ve yargılama giderleri yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli kararı ile çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte özellikle anne baba ortamında görüşülerek sosyal inceleme raporu alınması ve yoksulluk nafakasının reddinin gerekçesinin kararda gösterilmesi gerektiği halde, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. 2.İlk Derece...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davalı erkeğin işsiz olduğu; davacı kadının ise düzenli olarak çalıştığı, aylık 8.506,80-TL gelirinin bulunduğu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşmadığından erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine; tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminatın miktarının az olduğu ve ortak çocuk 2006 doğumlu ...'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04.03.2022 NUMARASI : 2021/639 ESAS, 2022/238 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinin 2015/865 Esas ve 2016/478 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, velayeti anneye verilen çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun yaşının büyüdüğü ve masraflarının arttığını belirterek nafakanın aylık en az 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, her yıl en az TÜFE,ÜFE oranı üzerinden mahkemece belirlenecek makul oranda artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "İstanbul Anadolu 9....