Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TMK 182. ve 327. maddeleri) Bu durumda, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gereğince müşterek çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekmekte olup ilk derece mahkemesince bu konuda verilen karar ve hükmedilen iştirak nafakası miktarı isabetli olup ortak çocuk karar tarihinden sonra reşit olduğundan lehine hükmedilen iştirak nafakası ortak çocuğun reşit olduğu 19.09.2019 tarihinde kendiliğinden kalkacaktır. Davalı kadın, yasal süresinde (HMK m. 127/1) cevap dilekçesi sunmamış, davalı kadın vekili 21.09.2016 tarihli dilekçesi ile müvekkili lehine aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası ile 15.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu durumda davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken bu taleplerin esasına ilişkin kısmen kabul-kısmen ret kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın kısmen kabulü ile, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Mahkememizin 2015/812 Esas 2016/474 Karar sayılı ilamı ile; Müşterek çocuk Gencay Uysal için hükmedilen 500,00 TL iştirak nafakasının 500,00 TL arttırılarak 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, Davacı T1 için hükmedilen 370,00 TL yoksulluk nafakasının 130,00 TL arttıralarak 500,00 TL'ye çıkarılmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece belirlenen nafakaların az olduğunu belirterek kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir....

hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılması, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası ile müvekkili lehine hükmedilen maddi- manevi tazminatın artırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....

İstinaf Sebepleri Davalı vekili; davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının kusurlarının dikkate alınmadığını, müvekkiline atfedilen kusurların gerçekleşmediğini, tarafların dava tarihinden sonra birlikte yaşamaya devam ettiğini, müvekkilinin davacıdan boşanmak istemediğini, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken kadın lehine tazminata hükmedildiğini, hükmedilen tazminatların yüksek olduğunu, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaların yüksek olduğunu, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının düşük olduğunu, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; ... 13. Aile Mahkemesinin 2011/145 E. 2012/333 K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde tarafların boşandıklarını, davacı için aylık 125 TL yoksulluk nafakasına, velayeti anneye verilen müşterek çocuk Nazlı İrem için ise aylık 125 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun okul giderlerinin arttığını, davacının kendisinin çalışmadığını, davalının ise gelirinde artış olduğunu belirterek, davacının yoksulluk nafakasının ve küçük Nazlı İrem'in iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 750,00’şer TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece “dava dilekçesinde talep edilmediği” gerekçesiyle hükmün kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde boşanmakla yoksulluğa düşeceğini belirttiğinden, yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu kabul edilmelidir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında çalışmadığı belirlenmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran ortak çocuk ...lehine takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma sırasında hükmedilen 30,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL’ye ve 30,00 TL iştirak nafakasının aylık 200,00 TL’ye arttırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmü davalı tarafından temyizi üzerine dairemizin 28.11.2011 tarih ve 2011/20462-19009 sayılı ilamı ile boşanma davası sırasında yoksulluk nafakasına hükmedilmediği, hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğu davadaki istemin artırım davası olmayıp boşanma davası sonrasında boşanmaya dayalı yoksulluk nafakası istemi niteliğinde olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş yapılan yargılama sonucunda davacı lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, TMK'nun 175. maddesinde, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf...

          Kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekmiştir. 4- TMK. 182. maddesine göre velayet kendisine verilmeyen eş müşterek çocukların bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorunda olup, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Yasası 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Müşterek çocuk yararına daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. 5- Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/663 KARAR NO : 2021/654 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HOPA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2020 NUMARASI : 2019/52 ESAS - 2020/247 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Hopa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/207 sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma tarihinde müşterek çocuklarının üç yaşında olduğunu, çocuk için her ay boşanma ile birlikte aylık 200,00....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın lehine aylık 200.00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine ise aylık 250.00 TL iştirak nafakasına karar verildiği, kararın gerekçe bölümünde davacı kadın için aylık 250.00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk için aylık 200.00 TL iştirak nafakası yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde...

            UYAP Entegrasyonu