Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yoksulluğun hukuksal kavramı yasada tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği vurgulanmıştır. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı , karardan sonra verdiği 18.05.2005 tarihli dilekçesi ile mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakasından feragat etmiştir. Yoksulluk nafakası isteğinin feragat sebebiyle reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.12.2006...
Gerçekten de evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır. Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Bunların yanında yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmekde değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davacı ile davalının 28.05.2009 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; davalının özel bir dershanede öğretmen olarak çalışmaya başladığını ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığını iddia ederek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Birleştirilen ... 3.Aile Mahkemesinin, 2012/133 esas sayılı davasında ise davalı kadın; boşanma davasıyla, müşterek çocuk lehine hükmedilen 400 TL iştirak nafakasının 1000TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece; davalının boşandıktan sonra öğretmen olarak çalışmaya başladığı, düzenli gelir elde ettiği ve yoksulluk halinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin kabulüne, birleştirilen iştirak nafakasının artırılması davasının ise kısmen...
Bu durumda davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi araştırılıp değerlendirilerek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır şeklindeki gerekçe ile hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekirken ilk incelemede gereke yazımında maddi hata yapıldığı kararın yukarıda belirtilen şekilde Dairemizce bozulduğu anlaşılmaktadır....
Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur....
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları gelir seviyeleri, yaşantıları, davalı- karşı davacı kadının babasından dolayı aldığı yetim aylığı dikkate alındığında, davalı-karşı davacı kadın için ödenmekte olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yasal şartlarının oluşmadığı ancam yoksulluk nafakası indirim yasal şartlarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davacı-karşı davalı erkeğin, davalı- karşı davacı kadına ödenmekte olan yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasının toplanan tüm delillere usul ve yasaya uygun düşmediği, nafakanın kaldırılması davası nafakanın indirilmesi talebini de içerdiği dikkate alındığında, davacı-karşı davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kısmen kabulü ile ödenmekte olan yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri yaşantıları dikkate alınarak asıl davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun miktarda indirilmesine karar verilmesi gerekitği, İlk Derece Mahkemesince...
edilememesi nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Bölge adliye mahkemesince; kadının ilk derece mahkemesince belirlenen kusuruna göre tam kusurlu olduğundan kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası hükmünün kaldırılmasına ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. Bu itibarla davalı kadının kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik temyizinin incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2014 NUMARASI : 2013/898-2014/894 Taraflar arasındaki iştirak-yoksulluk nafakasının kaldırılması-artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı karşı davalı dava dilekçesi ile;Denizli 3. Aile Mahkemesinin 2012/18 Esas 2012/14 Karar sayılı kararı davalı İlknur lehine hükmedilen aylık 200,00-TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Gürkan lehine hükmedilen aylık 150,00 TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı karşı davacı vekili dilekçesi ile; nafakaların kaldırılması talebinin reddini, karşı dava ile de; yoksulluk ve iştirak nafakalarının 50'şer TL artırılarak yoksulluk nafakasının 250 TL'ye,iştirak nafakasının ise 200 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....