Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL’ye indirilmesine, müşterek çocuğun vefat etmesi nedeniyle konusuz kaldığı gerekçesiyle iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....

    Aile Mahkemesi'nin 2018/1158 Esas - 2021/311 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddedildiğini, iştirak nafakalarının aylık ayrı ayrı 600'er TL'ye yükseltildiğini, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, davacının boşandıktan sonra yeni bir evlilik yaptığını, bu evliliğinden de 2 tane çocuğu olduğunu, davalı ve müşterek çocuklar için takdir edilen nafaka miktarlarının çok yüksek olduğunu, davalının nafakaları ödemekte zorlandığını belirterek davalı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, aksi durumda yoksulluk nafakasının azaltılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması ile karşı davada yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı- karşı davalı vekili, dava dilekçesinde; tarafların ... Aile Mahkemesinin 2011/361 Esas ve 2012/440 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, davalının çalışmaya başladığını, ailesi ile yaşadığını, taşınmaz satın aldığını, kira geliri olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi 1997/624 Esas 1997/531 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine verilen 15.000.000,00 (Eski Para Birimi) TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 2.000,00 TL olarak devamına, davacı tarafın birikmiş nafaka tutarının davalıdan tahsili talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Yoksulluk nafakasının arttırımına ve toptan nafakanın ödenmesine ilişkin olup, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı taraf; hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile reddedilen toptan birikmiş nafaka tutarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

      Mahkemece, yoksulluk nafakasının artırılması davası yönünden nafakanın bir yıllık tutarının toplamı üzerinden nispi harcın tamamlaması için süre verilip sonucuna göre işlem yapılması gerekirken (Harçlar Kanunu m.30-32), bu eksiklik giderilmeden yargılamaya devamla hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.01.2017 (Prş.)...

        Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

            O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın...’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Aile Mahkemesi'nin 2017/528 Esas sayılı ilamı ile boşandıklarını, aynı ilam ile müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına aylık 400 TL iştirak nafakasına ve kadın yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede nafakanın ihtiyaçları karşılamaya yetmediğini belirterek müşterek çocuk yararına hükmedilen aylık 400 TL iştirak nafakasının aylık 2.000 TL'ye, kadın yararına hükmedilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının aylık 2.000 TL'ye artırılmasını ve nafakaların her yıl asgari ücrete yapılan zam oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı baba vekili 16/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalının talep edilen nafakaları ödeyecek ekonomik gücü bulunmadığını, kadının ekonomik gücünün iyi olduğunu, müşterek çocuk yararına aylık 1.800 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini belirterek kadının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddini savunmuştur....

              Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin kadının kendisi için artırım talebi reddedilmiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, davacı kadının kendisine ilişkin artırım talebinin gerekçe gösterilmeksizin reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz...

                UYAP Entegrasyonu