Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 24/12/2019 tarihinde kesinleşen nafaka ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 15/06/2022 tarihinde açıldığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişime göre uygun bir artırım yapılması gerekirken, yapılan artış oranı düşüktür....

Dosyanın incelenmesinde; Davacı kadın lehine boşanma kararı ile birlikte aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, daha sonra açılan attırım davasında 13/11/2018 tarihli karar ile nafakanın aylık 600 TL'ye yükseltildiği, bu kararın 11/04/2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada yoksulluk nafakasının 600 TL'den 2.000 TL'ye yükseltilmesinin istendiği, mahkemece talebin kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık nafakanın 1.400 TL artırılarak 2.000 TL'ye yükseltilmesine nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği, kabul edilen miktara göre bir yıllık nafaka tutarının 16.800 TL olup, karar tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında kalmakla bu talepler ve bu taleplere bağlı olarak hükmedilen ÜFE arttırımına ilişkin kararlar kesindir....

Mahkemece; tarafların mali ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamından yoksulluk nafakasının arttırıldığı tarihten sonra tarafların mali ve ekonomik durumlarında her hangi bir değişiklik olmadığı, bu nedenle de talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakas...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2017/1149 Esas, 2017/1321 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kendisine 1.000 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, aradan geçen sürede nafakanın yetersiz hale geldiğini belirterek nafakanın 2.500 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. Davacı vekili 22/09/2020 tarihli dilekçesi ile hükmedilecek nafakanın her yıl tefe-tüfe oranında artırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, davacı kadın için takdir edilen 1.000 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500 TL arttırılarak toplamda aylık 1.500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karar kabul edilen kısım yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir. İstinafa başvuran taraf davacı-birleşen dosya davalısı taraf olup açtığı aylık 250,00- TL.lik yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddedildiği, miktar itibariyle (250x12= 3.000,00- TL.) kararın kesin karar olduğu ve karar tarihi itibari ile istinaf sınırı olan 5.880,00- TL. olan kesinlik sınırının altında kaldığı, davalı-karşı davacının açtığı nafakanın artırılması davası yönünden kabul edilen artış miktarı aylık 75,00 TL'nin bir yıllık toplam tutarı (75x12=900,00- TL) olup karar tarihi itibari ile isnitaf sınırı olan 5.880,00- TL.yi aşmadığı görülmektedir, Davayı gören ilk derece mahkemesi olan Develi 2....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karar kabul edilen kısım yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir. İstinafa başvuran taraf davacı-birleşen dosya davalısı taraf olup açtığı aylık 250,00- TL.lik yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddedildiği, miktar itibariyle (250x12= 3.000,00- TL.) kararın kesin karar olduğu ve karar tarihi itibari ile istinaf sınırı olan 5.880,00- TL. olan kesinlik sınırının altında kaldığı, davalı-karşı davacının açtığı nafakanın artırılması davası yönünden kabul edilen artış miktarı aylık 75,00 TL'nin bir yıllık toplam tutarı (75x12=900,00- TL) olup karar tarihi itibari ile isnitaf sınırı olan 5.880,00- TL.yi aşmadığı görülmektedir, Davayı gören ilk derece mahkemesi olan Develi 2....

          O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu