Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

    TMK'nun 176/4.maddesine göre de;"Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

    TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Davaya konu edilen yoksulluk nafakası, boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade edecektir. Somut olayda ise, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir ay sonra nafakanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, aradan geçen sürede tarafların mali durumlarında önemli ölçüde değişiklik meydana geldiği ispat edilememiştir. Öte yandan, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakası ile dava dışı müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakası, boşanma davasında davacının mali durumu belirlendikten sonra birlikte karara bağlanmıştır. Bu nedenle, aynı davada hüküm altına alınan nafakalardan birinin, diğerinin azaltılmasına neden teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi de yerinde değildir....

      O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı (asıl dava), nafakanın kaldırılması(karşı dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (k.davacı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı dilekçesinde;...Aile Mahkemesi'nin 2008/39 Esas ve 2009/88 Karar sayılı ilamı ile davacı ... lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 450,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....

            O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              in masrafları için yeterli olmadığını, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin açmış olduğu davayı kabul ettiklerini, müşterek çocuk için ödenmekte olan aylık 150 TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 550 TL olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı-karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk yararına takdir edilen 150,00 TL iştirak nafakasının 80,00 TL artırılarak aylık 230,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karşı dava iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                Aile Mahkemesi'nin 10/09/2018 tarih, 2016/2362 esas, 2018/1436 karar sayılı ilamı ile yalnız 1.000 TL olan yoksulluk nafakasının 500 TL'ye indirildiğini, çocuklar için ödenen toplam 2.000 TL nafakanın devam ettiğini, yoksulluk nafakası koşullarının bulunmadığını belirterek yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasına kabul edilmediği takdirde indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı- davacı vekili karşı dava dilekçesi ile iştirak nafakalarının TÜİK tarafından yayımlanan üfe artış oranı uygulanmak suretiyle bulunan 1.866,84 TL'den toplam 3.733,66 TL'ye yükseltilmesini istemiştir....

                Bu durum, ancak; nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davalının aldığı nafaka miktarı ile çalıştığı işten elde ettiği gelir toplamının, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, davacının; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin içinde (çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle) nafakanın indirilmesi isteğinin de bulunduğu gözetilerek, bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece; davalının, işe girip gelir elde ettiği dikkate alınarak, nafakanın hakkaniyete uygun bir miktar indirilmesine karar verilmesi gerekirken, nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu