Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı aldığı bir işyerinde çalıştığı ve kira geliri bulunduğu iddia edilmekte ise de dava tarihi itibari ile bunların hiçbirinin doğru olmadığını, davalının geçimini davacının ödediği yoksulluk nafakası ile sağladığını, nafakanın kaldırılmasının davalıyı zor durumda bırakacağı için nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ... .... Aile Mahkemesinin 2011/529 E 2012/402 K nolu kararı ile davalı lehine hükmedilen aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

        Temyize konu yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilen toplam yıllık nafaka miktarı (400,00 TL aylık artış * 12 = 4.800,00 TL ) karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalmakla verilen karar kesindir. Açıklanan nedenle, davalı erkeğin, kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davalı erkeğin "Aleyhine hükmedilen vekalet ücretine" yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple, "Artırılan yoksulluk nafakası miktarına (davanın kabul edilen kısmına)" yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple ayrı ayrı REDDİNE, istek halinde temyiz başvuru harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 22.02.2022(Salı)...

          Aile Mahkemesinin 2007/297 Esas, 2009/433 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğunu, aradan geçen zaman içerisinde nafakanın enflasyon nedeniyle eridiğini belirterek, nafakanın aylık 4.000,00 TL'ye çıkarılmasına ve her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı (erkek) vekili cevap dilekçesinde özetle, iddiaların doğru olmadığını, davacının nafaka geliri dışında aynı zamanda emekli olduğunu, evi ve arabası olduğunu, nafakanın artırılmasının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı yoksulluk sınırı altında yaşadığını yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Asıl davanın iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması, karşı davanın ise yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olduğu anlaşılmıştır. avanın konusunun nafaka artırım davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

          Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması ve artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde ekonomik zorluk yaşadığını belirterek 250.00.-TL yoksulluk nafakası ile 150.00.-TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Birleşen davada da davacı vekili dava dilekçesinde 250.00.-TL yoksulluk nafakasının yetmediğini belirterek 600.00.-TL ye yükseltilmesini talep etmiştir....

              GEREKÇE : Davanın konusu, yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların daha önce boşandıkları, kadın lehine boşanma kararı ile birlikte aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, iş bu davada nafakanın 1.000 TL'ye yükseltilmesinin istendiği, mahkemece dava tarihinden itibaren aylık nafakanın 650 TL artırım ile 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının talebi yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin olup, mahkemece tedbir nafakasının artırılması şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

              Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın lehine hükmedilen nafakanın miktarında ve belirlenen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu