Davacı kadının istinaf başvurusu ile ilgili olarak; her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, tarafların boşanma ilamında bağlanan aylık 200,00TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren ve devam eden yıllarda devlet istatistik enstitüsü tarafından açıklanan TEFE+TÜFE'nün yarı oranında yıllık artışlara tabi tutulmasına şeklinde hüküm kurulduğu, bu nedenle davanın açıldığı tarihi itibariyle bu artışın uygulanması sonucu yoksulluk nafakasının ulaştığı miktarın dikkate alınarak yoksulluk nafakasının artırılması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden nafakanın ilk bağlandığı miktar olan aylık 200,00TL'nin dikkate alınarak hüküm kurulması hatalı olduğundan, davacının istinaf başvurusunun usulden kabulü ile, dosyanın esası incelenmeksizin 6100 sayılı HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, davalıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davalının bir işe girip çalıştığını belirterek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, kaldırılmadığı takdirde 50 TL ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı lehine boşanma ilamı ile hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının artırılması için1998 yılında açılan davada, davalının evi, arabası ve giyim üzerine bir işyerinin bulunduğunun tespit edilerek değerlendirilmiştir. Temyize konu edilen bu davada ise; davalının giyim üzerine iki işyerini işlettiği, ayrıca arabası ve ...’deki kadastro çalışmaları nedeni ile adına tespit gören ve tamamı 3 dönüm civarında bulunan 11 adet tarla vasfındaki taşınmazının bulunduğu belirlenmiştir....
Davalının aldığı ölüm aylığı, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın (çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından nafakanın miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı erkeğin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas - 2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Mahkemece yoksulluk nafakasının artırılması davasında davacı kadın için hükmedilen nafakanın yıllık miktarı 36.000,00 TL olup karar tarihinde kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.02.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ./.. TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir....
Davalı-davacı asil cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; boşanmalarına ilişkin ilam ile kendi ve velayeti kendisine verilen ortak çocuk yararına aylık 350'şer TL nafakaya hükmedildiğini, aradan geçen sürede nafakaların yetersiz hale geldiğini belirterek ortak çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına, kendi için aylık 750 TL yoksulluk nafakasına ve nafakaların üfe oranında artırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itaberen kaldırılmasına, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının her yıl %10 oranında artırılması talebinin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile davalı karşı davacının lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, Ankara Batı 5....
TMK'nun 176/4.maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....