Davalı- birleşen dava davacısı dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile davacıya vefat eden babasından taşınmazlar kaldığını, bu taşınmazlardan kira geliri elde ettiğini, bu nedenle davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ile davacı-birleşen dava davalısı lehine hükmedilen aylık 210 TL'lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm davacı-birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması; birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. .... nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Dosya kapsamından, tarafların 03.04.1998 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3.500.000Lira yoksulluk nafakasına hükmedildiği, aradan geçen sürede davacı tarafından nafakanın artırımı talepli beş(5) dava, davalı tarafından nafakanın kaldırılması talepli bir(1) dava açıldığı, en son nafaka davasının dava tarihinin 29.04.2013, karar tarihinin ise 13.06.2013 olup, aylık yoksulluk nafakasının 95TL' den 200TL'ye artırımına ilişkin kararın 17.07.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının ev hanımı olduğu, kirada oturduğu, davalının ise 900 ila 1.000TL emekli maaşının bulunduğu, evli olduğu, evli olduğu eşinden ilköğretime devam eden iki çocuğunun bulunduğu anlaşılmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, davalı ile 06.11.2006 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile davacı lehine 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, daha sonra 12.07.2007 tarihinde açılan nafakanın arttırılması davası ile 150,00 TL'ye çıkarıldığını, hükmedilen miktarın ihtiyaçlarını karşılamadığından yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.Davalı ise davacının özel bir şirkette ahçı olarak asgari ücretle çalıştığını, babası ile oturduğunu, yurtdışındaki kardeşlerinin babasına bakan davacıya para yardımı yaptıklarını, davacının gelirinin kendisinden daha iyi durumda bulunması nedeniyle nafakanın kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece, yoksulluk nafakasının ömür boyu sürmeyeceği, mali durumlara göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde...
Aile Mahkemesi'nin 2006/457E- 2008/279K sayılı ilamıyla boşandıklarını, davacı kadın lehine 250 TL yoksulluk ve müşterek çocuk... lehine ise 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacı kadın ve çocuk lehine hükmedilen nafakaların ayrı ayrı 1.500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı artırım talebinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulune karar verilerek davacı kadın için yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuk için nafakanın 400 TL'ye artırılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”...
Aile Mahkemesinin 2009/267 esas ve 2020/1365 karar ilamı ile davacı T1 yararına belirlenen aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07.10.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 600,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakasına, her bir nafakanın muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2 no'lu bent; Davacı T1'ın iştirak nafakasının artırılması davasının KISMEN KABULÜ ile; Antalya 3....
Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." , TMK'nun 176/4. maddesi "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." hükmünü içermektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2012 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir....
Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." , TMK'nun 176/4. maddesi "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." hükmünü içermektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2017 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir....
Aile Mahkemesi'ne müracaat ederek 2015/1039 Esas sayılı dosya üzerinden nafakanın artırılması isteminde bulunduğunu,yoksulluk nafakasının 30.12.2015 terihinden itibaren aylık 750 TL'ye çıkarılmasına ve her yıl 15 Ocak tarihinde bir önceki yıl gerçekleşen ÜFE oranında artış yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin aylık 3.500 TL kira ödediğini, elektrik, su ve telefon gibi faruraları ödediğinde en temel ihtiyaçları yiyecek, içecek ve giyime dahi parasının kalmadığını, davalının kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli ve sabit bir gelire sahip olduğunu, davalının kendisine ait evde kira vermeden ikamet etmekte olması davanın kabulü ile davalı tarafına ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasının mümkün olmaması halinde dava tarihinden geçerli olmak üzere yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye indirilmesini, ÜFE oranında artırılması hükmünün kaldırılarak her yıl devlet memur maaş artışı oranında artırılmasına...
Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası, TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, gelirinin olmadığı, kızı ve ailesi ile birlikte yaşadığı; davalının ise, babasına ait oto tamir dükkanında çalıştığı, ailesi ile birlikte kirada oturduğu tespit edilmiş; davada, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu da ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih (aylık 75 TL olan yoksulluk nafakası, 27.11.2001 tarihinde açılan, 22.06.2004 tarihinde karara bağlanan ve 06.01.2005 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile takdir edilmiştir) gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile az miktarda yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir....