Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının...

    Aile Mahkemesinin kararı ile boşandığını, müşterek çocuğun velayetinin kendisine bırakıldığını, mahkemece yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiğini, en son ... 2.Aile Mahkemesinin 2011/249 E.-371 K.sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, iştirak nafakasının da 200 TL'ye yükseltildiğini, değişen ekonomik koşullar nedeniyle nafaka miktarlarının yetersiz kaldığını, müşterek çocuğun lisede öğrenim gördüğünü, büyük ekonomik zorluklar çektiğini, davalının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek, kendisi için aylık 300 TL nafakanın 600 TL'ye, müşterek çocuk ... için hükmedilen 200 TL nafakanın 500 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı; ...Aile Mahkemesinin 2007/376 Esas sayılı dosyası ile 12.7.2007 tarihinde boşandıklarını, davalı için 750,00 TL yoksulluk nafakası ödemesine karar verildiğini, davalının çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakası şartlarının ortadan kalktığını, bu nedenle nafakanın kaldırılması ile sebepsiz ödenen 6.000 TL nin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; asgari ücret yoksulluğu ortadan kaldırmadığından, müşterek çocuk da anne yanında olmakla ödenen kısım harcandığından davanın reddini savunmuştur....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının aradan geçen zamanda ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı iddia edilerek artırılması talep edilmiş; mahkemece;davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 100,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, 50,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının, 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuğun eğitim durumu, yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında iştirak nafakasına yönelik verilen kararda isabetsizlik görülmemiş olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir....

          Davalı, davayı kabul etmediğini, bir otobüs firmasında bilgi işlem personeli olarak çalıştığını, aylık gelirinin 1.400 TL olduğunu, dava dışı müşterek çocuk Furkan'ın da yardım nafakası davası açtığını ve davanın derdest olduğunu, davacının nafakanın kesilmemesi için sigortasız bir işte çalıştığını duyduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde 50 Tl'ye indirilmesine, müşterek çocuk Berna için ise nafakanın 100 TL olarak belirlenmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava vekili dava dilekçesinde; boşanma ilamıyla aylık 100 TL yoksulluk nafakasına ve iki müşterek çocuk için 75'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, aradan uzun zaman geçtiğini belirterek yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL'ye ve iştirak nafakasının ise aylık 150'şer TL'ye yükseltilmesi talep ve dava etmiştir....

              Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; işsizlik maaşı dışında herhangi bir geliri bulunmadığını, bankada yada başka bir yerde parası olmadığını, davacının uzun süredir bir fabrikada çalıştığını, sigortalı olduğunu, annesi ile birlikte oturduğunu, kira ödemediğini, şimdiye kadar nafakalarını ailesinin yardımıyla aksatmadan ödediğini, nafakanın dışında çocukları için para gönderdiğini, işsiz olduğunu, artırılması talep edilen nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, davacının nafaka artırım talebinin reddine, karşı davasının kabul edilerek davacı T1 için bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacı-karşı davalı T1 'in açtığı dava yönünden kendisi için yoksulluk nafakasının 200 TL artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk Arslan için 200 TL artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk Kaan için 250 TL artırılması talebinin reddine, davalı/k....

              O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve özellikle TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranı gözetildiğinde davacı kadın yararına takdir edilen nafaka uygundur. Bu açıklamalara göre istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki karar tesis edilmiştir....

              Davalı-karşı davacının açtığı birleşen dava ile ilgili verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunda; Toplanan delillere,tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına,uyap aracılığı ile alınan raporlara,tanık beyanlarına,taraf gelirlerine,paranın alım gücüne,bakmakla yükümlü olunan diğer kişilere,aradan geçen süreye, buna nazaran artan ihtiyaç ve masraflara,ekonomik göstergelerdeki değişime,sosyal medya görüntülerine ,davalı davacı erkeğin boşanma sırasında kadına verdiğini iddia ettiği taşınmazın satılmış olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesini haklı gösterir nitelikte kabul edilmesinin mümkün olmamasına,nitekim bu tasarruf sonrasında da daha önce nafakanın mahkeme ilamı ile artırılmış olmasına, TMK 4 ncü maddesine göre kadın lehine daha önce belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılması,bu olmaz ise indirilmesini gerektirir durumun bulunmadığı,ayrıca kadının davasında yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi bir yana artırılması...

              Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre tarafların yapılan istinaf incelemesinde; Tarafların sosyal ekonomik durumları incelendiğinde; kadının halen çalışmadığı, boşanma davasında yoksulluk nafakasının bağlanma şartlarının devam ettiği anlaşılmakla, nafakanın bağlandığı tarihten eldeki davanın açılma tarihine kadar geçen süre, paranın satın alma gücü dikkate alındığında enflasyon oranında nafakanın artırıldığı görülmekle; davalı karşı davacının kadının kabul edilen yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, Davalı karşı davacı erkek, kadın yoksulluktan kurtulduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davasının reddinde bir usulsüzlük yoktur. İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur....

              UYAP Entegrasyonu