Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

    Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

      Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

        Somut olayda; tarafların 18.03.2005 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalıya 500 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, ... 2. Aile Mahkemesinin 2010/1107 Esas 2011/776 Karar sayılı ve 14.09.2011 tarihli ilamı ile nafakanın 700 TL'ye yükseltildiği, kararın 31.10.2011 tarihinde kesinleştiği, yoksulluk nafakasının artırılması davasında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında davalı kadının herhangi bir gelirinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. İşbu dosyada; davalı kadının 01.03.2011 tarihinden itibaren babasından dolayı aylık 700,00 TL maaş aldığı ancak bu hususun yoksulluk nafakasının artırılması dosyasına yansımadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi)....

          Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 150,00 TL artırılarak 350,00 TL'ye çıkartılmasına ve iştirak nafakasının 200,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/3415 Esas ve 2015/11941 Kararı ile; iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş; yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yönünden ise, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....

            -3- Boşanma kararı ile birlikte hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş ise de, bu husus yoksulluk nafakasının artırılması için yeni bir dava açılmasına engel değildir. Davacı artırım davası ile nafakanın yeniden belirlenmesi talep edebilir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              Sayılı dosyasında yoksulluk nafakasının aylık 350TL'ye çıkartıldığını, aradan zaman geçtiğini ekonomik koşulların değiştiğini, paranın satın alma gücünün azaldığını, aylık 350TL olan nafakanın müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının emekli maaşı dışında şoförlük yaparak para kazandığını belirterek müvekkili lehine hükmedilen aylık 350TL yoksulluk nafakasının aylık 750TL'ye çıkartılmasına, nafakaya yıllık üfe oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yaşı nedeniyle ek iş yapamadığını, emekli aylığı dışında başka gelirinin olmadığını, evli olduğunu ve yetişme çağında bir çocuğunun daha bulunduğunu, bu nedenle nafakanın artırılması halinde geçinemeyeceğini, davacının yoksulluk nafakası ihtiyacının olmadığını, boşanmanın üzerinden çok zaman geçtiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir....

              Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

              "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki yoksulluk nafakanın artırılması ve nafakanın kaldırılması davasına dair ... 3. Aile Mahkemesinden verilen 16/06/2016 günlü ve 2015/636 E.- 2016/397 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 17/05/2017 günlü ve 2016/17048 E.- 2017/7405 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

                TMK.’nun 176. madde hükmü gözetildiğinde yoksulluk nafakası davacının evlenme tarihi olan 10.06.2013 tarihi itibariyle kendiliğinden ortadan kalkmıştır. Mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar gözetilerek yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, anılan ilkeler gözardı edilerek yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu