Davalı borçlu.... 10.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin alacaklı olarak görünen kişiye herhangi bir borcu bulunmadığı, ödeme emrine konu kira bedellerinin ödendiğini, ayrıca muaccel hale gelen kira alacağının talep edilemeyeceği gibi bu alacağa faiz işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu ... vekili 12.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde; alacaklının yetkisiz iera müdürlüğünde takip başlattığını, müvekkilinin adresinin .../... olup, yetkili icra dairesi ve mahkemelerinin ... İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin alacaklıya hiçbir borcu bulunmadığını bildirerek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak davalı kiracıların yetkiye ve esasa yönelik itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebligat şikayeti, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
ettiği gözden kaçırılarak asıl alacağın tamamı üzerinden tazminata ve yine imzaya itiraz olmadığı halde yasal olarak uygulanma imkanı bulunmayan para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurunun kamu düzenine ilişkin nedenler gözetilerek kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin kabulüne, Kırklareli İcra Dairesi'nin 2020/230 esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05.02.2020 olarak düzeltilmesine, davacının yetkiye ve borca kısmi itirazının reddine, İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen ve reddedilen asıl alacak kısmı 313.000,00 TL'nin %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin borçluya 18.01.2008 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrine konu meblağın ise tebliğden sonra 22.01.2008 tarihinde müvekkilinin hesabına gönderildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra borcun ifası halinde borçlunun icra giderlerinden, işleyen faizden ve avukatlık ücretinden sorumlu olduğunu, asıl alacağın ifası ile borcun sona ermeyeceğini, yapılan itirazın bakiye alacağın icra yoluyla tahsilini ortadan kaldırdığı için haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ödeme emrinin davacıya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının 5 günlük yasal süre dolduktan sonra 01/07/2020 tarihinde dava açtığını, mahkemenin bu durumu dikkate almadan karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye ve borca itiraza ve kambiyo şikayetine ilişkindir. Tire İcra Müdürlüğü’nün 2020/853 esas sayılı takip dosyasının incelemesinde, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlunun İİK'nın 168/3 maddesi uyarınca kambiyo şikayetini, yine İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca da yetkiye ve borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde yapması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı şirket tarafından, 2 adet bonoya dayanarak keşideci borçlu aleyhine, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun kendisine 21/05/2014 tarihinde yapılan örnek 10 nolu ödeme emrine karşı 14/11/2014 tarihinde, icra mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde; ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin muttali tarihi olan 14/11/2014 tarihi olarak düzeltilmesi ile borca ve faize itirazının kabulüne, bütün icra işlemleri ile ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini...
Erguvan Konutları B Blok Daire 16 Yakuplu Büyükçekmece" adresine tebligat çıkarılmasını talep ettiği, çıkarılan ikinci ödeme emrinin 03.04.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilince icra mahkemesine sunulan 09.04.2012 tarihli dilekçede, yetkiye, borca ve zamanaşımına itiraz edildiği, mahkemece, yetkiye, borca ve faize itirazın süreden, zamanaşımına itirazın ise 3 yıllık süre dolmadığından reddine karar verildiği görülmektedir. Alacaklı tarafın her zaman yeniden ödeme emri tebliğ hakkı bulunup, borçluya tebliğ edilen her ödeme emri ayrı bir itiraz hakkı doğurur. Dairemizin, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri çıkarılması ona yeni bir itiraz hakkı tanır(HGK. nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı)....
Delillerin değerlendirilmesi, hukuki sebepler ve Gerekçe: HMK 355. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık halleri gözetilerek yapılan istinaf incelemesinde; Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Yapılan icra takibinde ödeme emrinin borçluya 23/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 23/08/2019 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, Yerel Mahkemenin icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz ile ilgili her hangi bir değerlendirme yapmadan davanın kabulüne karar verdiği anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasına bakan Mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Y. 5.7.2013 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiş, ayrıca ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, icra takibinden 5.7.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesi'ne 10.7.2013 tarihinde şikayette bulunmuştur. İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesi, 2013/653 E-2013/724 K sayılı 12.9.2013 tarihli kararı ile M.Ş. Y.'ın talebini yerinde görerek, ödeme emri tebliğinin usule uygun yapılmadığına, Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince davacı M.Ş. Y.'ın ödeme emrini öğrendiğini bildirdiği 5.7.2013 tarihinde tebliğin yapılmış sayılmasına karar vermiştir. Bu durumda davalı-borçlu M.Ş. Y.'ın ödeme emrine süresi içinde itiraz ettiğinin ve takibin itiraz nedeniyle durduğunun kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalı borçlu M.Ş....