Maddeye göre kapıla haber kağıdı yapıştırılmaksızın ve komşuya haber verilmeksizin muhtara yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, ayrıca yetkiye, borca ve tüm ferilerine de itiraz ettiklerini beyanla, davanın kabulü ile müvekkilleri aleyhine yapılan takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin 11/03/2021 tarihi olarak düzeltilmesi ile yetkiye, imzaya, borç ve ferileri ile zamanaşımına yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2008/13591 E sayılı takip başlatıldığını, muris İsmail İnal'ın vefatından sonra veraset ilamı ile mirasçılarına karşı devam edildiğini, davacıların süresinde mirası red etmediklerini, takip dosyasında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, TMK 599....
DEĞERLENDİRME: Dava; genel kredi ve kefalet sözleşmesinde doğan alacağa dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, geçersiz takibe dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağından, öncelikle, icra dairesinin takipte yetkili olup olmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı borçlularca ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içerisinde yapılan itirazlarında, borca itirazla birlikte, icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek, yetkili yer icra dairesinin ......
İcra Müdürlüğünün 2013/15155 esas sayılı dosyasının tetkikinden; ödeme emrinin borçluya 04/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12/07/2013 tarihli dilekçesiyle borca itirazda bulunduğunun anlaşıldığı, yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra borçlu tarafından itiraz yapılmış olduğu, davacının dava açtmakta hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davaya konu icra takip dosyasındaki ödeme emrine itirazın süresinde yapılmamış olması nedeniyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce 03.04.2017 tarihli geri çevirme kararında dosyadaki borca itiraz dilekçesinin UYAP'a giriş tarihini gösteren evrakların dosya içerisine konulması istenmiştir....
Davacı tarafından, 01/12/2021 tarihinde Simav İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/68 esas sayılı dosyasında, dava konusu takip dosyasına ilişkin olarak kıymet takdirine itiraz davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; şikayetçinin en geç kıymet takdirine itiraz davasını açmış olduğu 01/12/2021 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 02/03/2022 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 7 günlük sürede değildir. Mahkemece, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin istemin süre aşımından reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygundur. Yine, takibin şekline göre borca yetkiye ve imzaya itirazlarla sair itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması zorunlu olduğundan mahkemece belirtilen gerekçe ile bu hususa yönelik davanın reddine karar verilmesi de yerindedir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 06.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve Ankara İcra Müdürlüğü'nün yetkisinin 13.04.2021 tarihi itibariyle kesinleştiğini fakat yetki itirazının 29.04.2021 tarihi itibariyle yapılmış olmasını kötü niyetli olduğunu, diğer yandan davalı vekili icra mahkemelerinin sadece şekli inceleme yapabileceğini, ödeme emrinin tebliğini talep etmenin icra mahkemesi tarafından kötü niyet olarak takdir edilmesinin kanuni dayanağı olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus takipte yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu T1 ve dava dışı S.S. Hak Kent Yapı Kooperatifi hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, 27.04.2021 tarihinde davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, davanın süresine açıldığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca da itiraz ettiği, mahkemece, icra takibinin şekline göre, borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu, sonuç doğurmayacağı,süresi içinde icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir...
Somut olayda, takip dayanağı bononun keşide yeri İstanbul, davacı borçlunun adresi de Şişli ise de; alacaklı tarafından, takip borçlularından Oktay Balta'ya ödeme emrinin 26.10.2018 tarihide Tuzla/İstanbul adresinde tebliğ edildiği, her ne kadar Oktay Balta'ya 28.12.2018 tarihinde yeniden icra müdürlüğünün iban numarasını içeren yeni ödeme emri tebliğ edilmiş ise de daha önce iban numarası bulunmadığından dolayı ödeme emrinin iptali yönünde yapılan şikayetin mahkemece, bu eksikliğin her zaman tamamlanması mümkün olduğu gerekçesi ile reddine karar verildiği, icra müdürlüğünce ödeme emrinin iptaline karar verilmemişken yeniden ödeme emri düzenleyip tebliğ ettiği, her ne kadar her ödeme emri tebliği yeni bir itiraz hakkı verir ise de dosyada düzenlenen ödeme emrinin icra dairesinin şikayetin reddine karar veren mahkeme kararı var iken iban numarası eksikliği tamamlanarak düzenlenen ödeme emri olduğu, dolayısı ile bu halde itiraz süresinin belirlenmesinde ilk ödeme emrinin tebliğ tarihinin...
Esas sayılı dosyası ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirkete takip dosyasından Örnek-7 nolu ödeme emrinin gönderildiğini, ancak davalı tarafça gönderilen ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, her ne kadar davalı tarafça borca ve yetkiye itiraz edilmiş ise de davalının itirazların mesnetsiz olduğunu, zira faturalar, icra takip dosyası ve ticari defterler incelendiğinde davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunun ortaya çıkacağını belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek, mahkeme hükmünün kısmen kaldırılarak davanın yetkiye ve borca ilişkin itirazları yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmış olup, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borçlunun yetkiye ve borca itirazlarının İİK'nun 62/1 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, sonuç doğurmaz. Somut olayda, icra mahkemesine yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemece yetkiye ve borca itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Maddesi gereğince itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu aleyhine icra takibine 14.06.2013 tarihinde başlanmış, borçluya ödeme emri 28.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun alacaklıya 120.000,00 TL'lik ödemesi icra takibinin başlamasından sonra ancak ödeme emrinin tebliğinden öncedir. İİK'nun 62. Maddesi gereğince borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren yapılabileceğinden, borçlunun önceki tarihli borcun ifa edildiğine ilişkin itirazını ileri sürmesi ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde mümkündür. Bu sebeple borçlunun itirazı dosya hesabına ilişkin olmayıp, ödeme emrinin tebliğinden önceki dönemde borcun ifa edildiğine ilişkin borca itirazdır....