İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo takibinde borca itiraz talebine ilişkindir. Tokat 3....
ve hak düşürücü süre işlemez" ifadesine yer verilmiştir.Davacı tarafça başlatılan icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafça 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi ve borca itiraz dilekçesinin davacı tarafa 16/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olması halinde, İİK 67.maddesi uyarınca davanın en geç 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 16/11/2021 tarihine kadar açılması gerekmektedir....
Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlu, icra müdürlüğüne itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, İİK'nun 58 ve 61. maddelerine dayalı olarak icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı vardır. İİK'nun 62.maddesi uyarınca, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde her türlü itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu kapsamda; mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, anılan yasal düzenlemeler gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde İcra Müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. Takip dosyasının incelenmesinde, takip talebi ve ödeme emrinde işlemiş faiz miktarının yazılı olduğu ve takip sonrası işleyecek faizin de takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz olarak açıkça istenildiği görülmektedir....
Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir şikayet yoktur. Diğer taraftan dava dilekçesinde gecikmiş itirazda bulunulduğuna dair bir ibare de yoktur. Ödeme emri davacıya 01.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda borca itirazların İİK.nun 168/5. Maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde, kambiyo vasfına ilişkin şikayetin İİK.nun 170/a maddesi ve İİK.nun 168/3. Maddesi gereğince aynı süre içerisinde, ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin gönderilmediği şikayetinin ise İİK.nun 16/1. Maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiğinden 24.09.2020 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru süresinde değildir....
Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir. Bu iddialar borca itiraz niteliğinde olduğundan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayacak itirazın kaldırılması ya da iptali davasında gözetilir....
Maddesi gereği borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde yapılması gerekmekle; somut olayda itirazın son günü 27/12/2016 tarihi olup, salı gününe denk gelmekte, yine bu süre içerisinde--alındığında davalının 30/12/2016 tarihinde yaptığı itirazında süresi içerisinde borca itiraz edilmediği anlaşılmış olup, ortada geçerli bir itirazın varlığından söz etmek mümkün değildir. Dava tarihi itibariyle borca geçerli bir itiraz bulunmadığından, davacı tarafça iş bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunmamaktadır....
Dosyanın yapılan incelemesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu T1 aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı , ödeme emrinin borçluya 11/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde takibe itiraz ederek söz konusu icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrini şikayetine konu alacak fatura bedeli ve faiz oranı karışıklığının icra müdürü tarafından paraflanarak düzeltilmiş olduğu görülmüştür. Diğer taraftan ödeme emrinde belirtilen faiz oranının açıkça gösterilmediğine ilişkin iddialar borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/20938 Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibe geçildiği; borçlunun yasal sürede İstanbul Anadolu İcra Daireleri'nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkiye ve borçlu olmadığından bahisle de borca itiraz etmesi üzerine, alacaklının 03.11.2021 tarihli talebi üzerine dosyanın yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Yetkisiz İstanbul 36. İcra Müdürlüğü'nce borçluya tebliğ edilen örnek 7 ödeme emri üzerine, borçlunun yetki itirazının, alacaklı tarafından kabulü ile artık bu ödeme emri ve borçlunun yetki itirazı dışındaki itirazları geçersiz hale gelmiştir. Takip dosyası kendisine gönderilen yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce, İİK.nun 60. maddesine göre takip talebine uygun olarak yeniden ödeme emri düzenlenmesi ve borçluya tebliği zorunludur. Borçlunun, yetkili icra dairesince düzenlenecek ödeme emrinin tebliği üzerine, yeniden itiraz ve şikayet hakkının doğacağı izahtan varestedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/8417 Esas sayılı dosyası ile takip yolunun değiştirildiğini ve borçlu tarafa iflas yolu ile takipte ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın borca, faize ve yetkiye itiraz etmesi üzerine sehven yetkili icra dairesi olarak Anadolu Adliyesine iflas takip talebindeki aynı şartlar ile gönderilmiş olduğunu, icra dairesi tarafından sehven maddi hata yapılarak yanlış bedel üzerinden ödeme emri gönderilmiş olduğunu, bu durum fark edildiğinde icra müdürlüğünün hatasından dönerek yeniden kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile ödeme emri gönderdiğini ,borçlu tarafından takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, icra takibinin aynı şartlar dahilinde yetkili icra dairesine gönderildiğini , İstanbul 25 icra müdürlüğünün 2018/32393 Esas sayılı dosyası ile kaydı yapıldığını, borçlulara aynı dosya üzerinden kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın süresinde itirazı sebebi ile iflas takibinin durduğunu, takip türünün iki...