WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 63.maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1.Cilt 1988-sh.242 ve devamı). Somut olayda borçlu, yargılama sırasında sunduğu 08.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde "...kambiyo senedi süresinde icra takibine konmadığından zamanaşımına uğramış ve kambiyo senedi vasfını yitirmiştir...." beyanıyla zamanaşımı itirazını ileri sürmüştür....

    Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Takibe konu senedin teminat senedi olduğu itirazı ile faize itiraz da borca itirazdır. Öte yandan şikayetçi borçlunun takip talebi ve ödeme emrinin İİK’nın 58, 60. ve 61. maddelerine göre usulüne uygun düzenlenmediğine ilişkin şikayeti ise İİK.'nın 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir. İİK.'nın 16/1. fıkrası uyarınca bu yöndeki şikayetin yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12- 539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlular hakkında çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...'nin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takipte ... İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, ayrıca imza, borç ve faize de itirazının bulunduğu, mahkemece yetki, faize yönelik itirazların reddine karar verildiği, kararın muteriz borçlu tarafından ihtiyati haciz kararının verildiği yargı çevresindeki icra müdürlüklerinin yetkili olmadığı gerekçesi ile temyiz edildiği görülmektedir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca , yetkiye ve imzaya itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....

      Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur” hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddede itiraz ve şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır (HGK 05/10/2012 tarih, 2012/12-310 E. 2012/653 K.). Somut olayda, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte, borçlu icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazda bulunmuş olup, anılan itirazların İİK'nun 172. maddesi gereğince takip yoluna göre icra dairesine yapılması gerekmektdir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı borçlunun ödeme emri tebligatında "davacı ... imzasına tebliğ edildi" denilmesine rağmen imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmesi üzerine mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşılmakla davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davacının ödeme emrini öğrenme tarihi 13.08.2019 olmakla, kambiyo vasfına yönelik süresinde şikayette bulunduğu, davaya konu kambiyo senedinde düzenleme yeri bulunmadığından takibe konu olan 01.06.2019 vadeli 200.000,00 TL bedelli bononun kambiyo vasfında olmadığı gerekçeleriyle davanın usulsüz tebligat şikayeti bakımından kabulüne, ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/8103 E. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun ve davacının ödeme emrine 13.08.2019 tarihinde muttali olduğunun tespitine, kambiyo vasfına yönelik şikayet bakımından davanın kabulüne, ... 9....

          İcra Müdürlüğü' nün 2013/2395 takip sayılı icra dosyasında 06/02/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiği, borçlunun, İstanbul 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/225 esas 15/02/2013 tarihli başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu mahkemece; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile takibe konu senet emre havale olmaksızın tanzim edildiğinden kambiyo senedi vasfında olmadığı belirtilerek takibin iptaline karar verildiği; Yargıtay 12 HD 2016/5038 esas 2016/7339 karar sayılı kararı ile 14/03/2016 tarihli kararı ile Mahkeme kararı bozulduğu; Yeniden yapılan yargılama sonucunda 2016/556 esas 2017/238 karar sayılı 21/03/2017 tarihli karar ile davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 12 HD 2018/15766 esas 2019/388 karar sayılı karar düzeltme talebinin reddine dair verilen 16/01/2019 tarihli kararı ile kesinleştiği görülmüştür....

          İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle yakın ... Güldeste Şahi'nden sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü olarak beyan edilmiştir....." açıklaması ile Hasandede Mahallesi Muhtarına tebliğ edildiğine dair şerhin mevcut olduğu görülmüştür....

          Somut olayda, borçlunun imzaya, borca ve faize itiraz ettiği gözönüne alındığında, ödeme emrinde eksikliği ileri sürülen icra müdürlüğüne ait banka hesap numarası bilgisinin her zaman ikmal edilebileceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin reddi ile diğer itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih 1996/601-711; HGK'nun 21.3.2001 tarih, 2001/19-266 esas, 2001/273 karar sayılı kararları)....

              UYAP Entegrasyonu