Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Borçlu; diğer borçlunun yetki itirazının kabul edilmemesi için kötü niyetle takibe itiraz etmediğini, ödememe protestosuna ilişkin evrak sunulmadığını, keşideci olarak görünen eşi ile böyle bir bono düzenlenmediğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılması gerekirken bu hususun göz ardı edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK’nın 50, 168, 169, 169/a-1 ve ilgili madde hükümleri. 3....

    İcra Müdürlüğünün 2019/8904 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takipte ödeme emri ile 103 davetiyesinin müvekkiline tebliği işleminin usulsüz olduğunu, her iki tebligatın da beyanı alınan komşuların isimleri tespit edilip imzaları alınmadan yapıldığını, takipten 17/02/2020 tarihinde haberdar olduklarını, takip konusu kambiyo senedinin açık olarak düzenlenmesinden kaynaklanan itiraz haklarını saklı tuttuklarını, faize ve tüm ferilerine itiraz etiklerini bildirerek öğrenme tarihi olan 17/02/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, faize ve tüm ferilere itirazlarının kabul edilmesine karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında, tebliğ işleminin yasaya ve usulüne uygun olması nedeniyle şikayetin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmemesine karar verilmesini istemiştir....

    Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup onanması gerektiğini, bono üzerinde keşide yerinin Şanlıurfa, keşidecinin ad ve soyadının yanındaki yerin Şanlıurfa olduğu, icra takibinde alacaklı tarafından, borçlunun bildirilen ikamet yerinin Şanlıurfa olduğu belirlendiğini belirterek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun yetkiye, imzaya, borca, faize ve ferilerine itiraz ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2019/25545 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 28/06/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 15.057,26 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 10/07//2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresinde 12/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, borcun 1560 tl'lik kısmını ödediğinden bahisle 1560 TL ve buna tekabül eden faize itiraz ettiği, senette oynama yapılarak sahte tarihler yazıldığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu mahkemece; senedin kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

      Borca itiraz etmektedir. Takibe konu çekin altında imzası bulunduğundan kendisinin borcu vardır, borcu ödememiştir , alacak mevcuttur. İmzasını kabul ettiği çekin borçlusu olmadığını iddia etmekte ve ödeme emrine itiraz ettiğini, İtirazın reddini talep ettiklerini, Takip konusu çekte, davacı, imza inkârında bulunmadığını, senetin kambiyo niteliğinde olduğunu, Davacı imza itirazında bulunmadığını, dolayısıyla imzayı kabul ettiğini, Davacı tarafından yetkiye itiraz edilmişse de borçlu hakkında yapılan takip kambiyo takibi ve Bakırköy İcra Daireleri yetkili olduğunu, ayrıca çek götürülecek borçlandan olduğunu, takip yetkisine sahip dairelerin, borçlunun yerleşim yeri, çekin keşide yeri ve çekin ibraz edildiği bankanın bulunduğu yer olduğunu, tüm bunlara rağmen çek bankaya sunulup karşılıksız çıktığı zaman, alacaklı kendi üzerine düşeni yapmış, borcu aramış, çeki bankaya ibraz etmiş, tüm çabasına rağmen alacağını tahsil edememiş ve çek karşılıksız çıktığını, Yargıtay 11....

      Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurularak kambiyo vasfı şikayetinde bulunulduğu, bilahare 08.12.2017 tarihli ek beyan dilekçesi ile de, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazının ileri sürüldüğü, mahkemece, sadece kambiyo vasfı şikayeti değerlendirilerek istemin reddedildiği, kararın borçlu yanca, zamanaşımı itirazının incelenmediği gerekçesiyle istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, itiraz...

        O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Somut olayda borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itiraz ettiği, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda yukarıda yazılı madde hükmü gözeltilmek suretiyle borçlunun, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itirazları hakkında da değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, sadece borca itirazın incelenerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.....2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

              Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

                UYAP Entegrasyonu