İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2007/1517 Esas sayı ile borca ve imzaya itiraz davasının devam ettiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, usulsüz tebligat ve borca itirazla ilgili açılan davanın reddedildiğini, üçüncü kişi şirket ortakları ile borçlu arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu, sunulan belgelerin her zaman temini mümkün nitelik taşıdığını ve istihkak iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ-TESCİL-HACZİN KALDIRILMASI Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.04.2015 gün ve 2014/469 Esas 2015/200 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 19.12.2018 gün ve 1048-15685 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR- Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, davacıdan HUMK'nun 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 370,00.-TL para cezası alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 13/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce bozulmuş, bozma kararı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla İstanbul 5. İcra Müdürlüğü'ne ait 2010/16932 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, davalıların haksız yere yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, itirazlarının kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
bulunmadığını, hesap kat ihtarnamelerine itiraz edildiğini, geçersiz kefilliklerde yetkiye yönelik ibare olmamasına rağmen takibin yetkisiz mercide açıldığını öne sürerek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, müteselsil kefil aleyhine de takip yapmanın mümkün bulunduğu, İİK'nın 265. maddesi uyarınca borçlunun ihtiyati haciz kararına itiraz edebileceği hususların yalnızca mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkin olduğu, gösterilen ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinin anılan yasa maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı, yargılama konusunu oluşturduğu gerekçesiyle, ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati haciz kararına itiraz edenin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Somut olayda itiraz eden borçlu şirket yetkilisi ihtiyati haczin tatbiki sırasında hazır bulunmuş ve haczin tatbikinden itibaren 7 gün içinde mahkemenin yetkisine ve çek üzerindeki imzaya itiraz etmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati haczin itiraz sebepleri kanunda belirtilmiştir. İmza itirazı bu sebeplerden biri olmayıp itiraz eden şirket vekilinin çek üzerindeki imzaya itirazı yerinde değildir. ... İtiraz eden şirket vekilinin yetki itirazının incelenmesinde; çekin keşide yerinin, verildiği yerin ve ibraz edildiği yerin Trabzon olduğu, borçlu şirketin ve diğer borçlu ...'ın yerleşim yerinin de Trabzon olduğu anlaşılmıştır. ... Çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde veya çekin ödeme yerinde ihtiyati haciz isteyebilir. İlgili çek hakkında karşılıksızdır işlemi yapılması çekteki borcun götürülecek borca dönüşmesini sağlamaz. (İstanbul BAM 16....
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesine uygun şekilde taraflar arasında protokol imzalandığını, ilam niteliğindeki bu protokole göre borcun 14.03.2012 vade tarihinden itibaren başlayan bonolarla 18 adet 300,000'er TL olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, borca karşılık ayrıca 3.500,000 TL değerinde 1. derece ipotek tesis edildiğini, protokolden önce düzenlenen senetlerin hükümsüz kaldığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde; itiraz dilekçesindeki hususları tekrarla, ihtiyati haciz kararı için yasal koşulların oluşmadığını istinaf sebepleri olarak belirtmiştir. Uyuşmazlık konusu İİK'nun 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz ve mahkemenin itirazın reddi kararına ilişkindir. İhtiyati haczin şartları İİK'nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 264. maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. İİK'nın 62/1. maddesinde, "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur" hükmü yer almakla birlikte, borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Yargıtay 12....
Kuzdere Mevkii1045 parselde kayıtlı taşınmazdaki müvekkile ait hisse üzerine haciz konulduğunu, 103 davet kağıdı, 17.09.2017 tarihli kıymet takdir raporu ile birlikte İİK MD 21/2 hükmüne ve ilgili hükümlere aykırı şekilde usulsüz olarak muhtara bırakıldığını, müvekkilin takipten ve hacizden 27.03.2019 tarihinde haberdar olduğunu, haciz konulan taşınmazın narenciye bahçesi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin tarımsal olarak kullandığı başkaca taşınmazı da bulunmadığını, borçlunun ailesi ve geçimini karşılayacak nitelikte olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, İİK 106- 110 maddeleri gereğince haczin düştüğünü, icra dosyasında ödeme emrinin tebliğinin iptaline, borca ve ferilerine itirazları doğrultusunda takibin durdurulmasına, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....