WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; emekli maaşının haczine ilişkin muvafakat metninden davacı borçlunun borca ve takibe itirazı olmadığını, hakkındaki takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini bildirdiğinin anlaşılacağını, itiraz süresinin sonuna kadar takibe itirazda bulunmadığı gibi muvafakatini de itiraz süreleri içinde geri çekmediğini, haczin yasal kesinleşme süresinden sonra gerçekleştirildiğini, kararın bu yönlerden yasal olmadığını, ayrıca 11/11/2020 tarihinde dava açılıp 30/11/2020 tarihinde karar verildiğini, taraflarına dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, kararın kaldırılıp hukuki dinlenme hakkının ihlali çerçevesinde dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 5510 Sayılı Yasanın 93. Maddesine dayalı emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İzmir 25....

veya sözlü olarak yapabileceğini ancak davacı tarafın bu süreç içerisinde hiçbir itiraz beyanında bulunmadığını, mirası red kararını dosyaya bildirmediğini, bu sebeple müvekkili bankanın davacı bakımından mirası reddettiği bilgisi bulunmadığını ve takibe devam etmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafından açılan davanın konusu borca itiraz olduğunu ancak ilamsız takiplerde öngörülen yasal süre geçtikten sonra yapılan borca itiraz taleplerinin reddi gerektiğini, davacının yasal süre içinde ödeme emrine ve takibe itiraz sunmadığından kendisine yöneltilen borcu zımnen kabul ettiği sonucuna varılması gerektiğini, usûl esasa mukaddem olduğunu, yasal süreler geçildikten sonra yapılan itirazların yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğini, mirası reddettiği resmi bir belgeye dayanan borçlunun, icra takibine itiraz süresi geçtikten sonra bu belgeye dayanarak süresiz olarak şikayette bulunmasında hukuki yararı mevcut olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece...

Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğunu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....

yetkisiz icra müdürlüğünde açılan takibin devamı niteliğinde olduğunu ve yetkisiz icra müdürlüğü dosyasında halihazırda mevcut borca itiraz dilekçesi bulunduğunu belirterek, şikayetinin kabulü ile takibin durdurulmasına, tüm haciz işlemlerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve yetkiye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle borca ve yetkiye itiraz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından ayrıca yetkiye de itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüklerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğuun belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan ve takibe konu olan senetlerden anlaşılacağı üzere düzenleme ve ödeme yerinin istanbul ataşehir olduğunu, bu nedenle yetkiye itirazın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından davalı müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, borcun ödenmesi için takibe geçildiğinde ise itiraz edildiğini beyanla, borçlu tarafından yapılan yetkiye ve borca itirazın iptaline, karşı taraf vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

(M) İİK'nun 168. maddesine göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu 5 günlük süre içinde imzaya, borca ve yetkiye icra mahkemesinde itiraz edebilir. İcra mahkemesinde borçlu itirazının incelenmesi için borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmalıdır. Somut olayda ise borçlunun, takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmediği gerekçesi ile 15/07/2015 tarihinde ödeme emrinin iptalini talep ettiği, bu şikayet görülmekte iken 21/07/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak yetkiye, borca, faize itiraz ettiği, bu itirazların incelenmesi sırasında ... 14. İcra Mahkemesi'03/09/2015 tarih, 2015/805 E.-2015/855 K. sayılı kararı ile borçlu yönünden ödeme emrinin iptaline karar verildiği, mahkemece, ödeme emri iptal edildiği, mahkeme kararından sonra da yeni bir ödeme emri çıkarılmadığı gerekçesi ile itiraz süresinde kabul edilerek ......

    Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, faturaların gerçekliğinin araştırılması için istenen ticari kayıtların bulunmadığının bildirildiği, davacı şirketin hâkim ortağının borçlu ve diğer ortağının da borçlunun eşi olduğu“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz, takip borçlusu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin, 24.04.2010 tarihli borca itiraz başvurusundan ve icra takibinin durmasından sonra 28.04.2010’da yapılmıştır. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartıdır....

      Başvuru bu hali ile yetkiye ve borca itiraza ilişkin olup, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca bu itirazın 5 günlük sürede yapılması gerekmektedir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası "şikayet" niteliğinde olup, İİK.nun 16/l.maddesi gereğince 7 günlük süreye tâbi olduğundan, ileri sürülmediği takdirde mahkemece resen nazara alınamaz. Somut olayda, borçluya örnek 10 ödeme emrinin 12.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, başvurunun ise 25.03.2014 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir şikayette bulunmadığı halde mahkemece bu hususun resen incelenerek tebliğ tarihinin düzeltildiği ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetkiye ve borca itirazların esastan incelenerek reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2011/13120 esas sayılı dosyasından 21.01.2013 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini, tüm satış bedelinin işbu dosyaya aktarıldığı, ancak haczin kesinleşmediğini, borçlunun takibe itiraz ettiğini, sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğini, bu dosyadan konulan ihtiyati haciz tarihinin 08.12.2012 olduğunu, kendilerinin ilk ihtiyati haciz tarihinin 09.12.2012 olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili; İstanbul 22. İcra Müdürlüğü'nün 2011/13120 esas sayılı dosyasından yapılan haczin hem tarih hem de ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilk haciz olduğunu, İİK'nın 69. maddesi gereğince borca itirazın satıştan başka hiçbir icra işlemini durdurmayacağını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şikayete konu sıra cetvelinin İstanbul 22....

          İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir. Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular dinlenmeden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden borçluların henüz huzuri ile yapılan haciz ve/veya yokluklarında yapılan haciz tutanağının kendilerine tebliği söz konusu olmadığından ihtiyati haciz kararına itiraz edenlerin itirazının süresinde olduğu kabul edilmiştir. İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu