, fakat davalı T3 borca itiraz ettiğini, diğer borçlu Berat şahin itiraz etmediğinden onun yönünden takibin kesinleştiğini, davalı borçlu takibe itiraz etmiş olmasına rağmen borcun itfa veya imhal edildiğine dair herhangi bir belgeyi itirazları ile birlikte icra dairesine sunmadıklarını, davalı borçlunun takibe yaptığı itirazlarının yerinde olmadığını, yapılan itirazın kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu edilen bedelin likit bir alacak olduğunu, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazlarının iptaline, %20 icra inkar tazminatı ile dava harç ve giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
, fakat davalı T3 borca itiraz ettiğini, diğer borçlu Berat şahin itiraz etmediğinden onun yönünden takibin kesinleştiğini, davalı borçlu takibe itiraz etmiş olmasına rağmen borcun itfa veya imhal edildiğine dair herhangi bir belgeyi itirazları ile birlikte icra dairesine sunmadıklarını, davalı borçlunun takibe yaptığı itirazlarının yerinde olmadığını, yapılan itirazın kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu edilen bedelin likit bir alacak olduğunu, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazlarının iptaline, %20 icra inkar tazminatı ile dava harç ve giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Somut olayda ödeme emri borçluya 17.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu yasal 7 günlük süresi içinde 24.06.2009 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Buna göre, icra mahkemesinin itirazın süresinde olmadığına dair kararı yerinde değildir. Öte yandan, borçlu borca itirazları yanında yetkiye de itiraz ettiğinden, borçlunun borca itirazından feragat etse dahi, geçerli ve sürede bir yetki itirazı olduğundan takip durmaya devam eder. İtiraz üzerine duran takipte takibin devamı alacaklının İİK 66 ve devamı maddeleri koşulunda icra mahkemesinde itirazın kaldırma kararı ile yapılabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak işlem takibin devamına dair icra dairesi kararına yönelik şikayetin kabulü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermekten ibarettir....
Hukuk Dairesinin 2022/1798 Esas 2022/1608 Karar sayılı kararı ile, 50.000,00 TL ihtiyati haciz kararı verildiği, 15/09/2022 tarihinde ilamsız icra takibine başlandığı aynı tarihte borca ve yetkiye itiraz edildiği, takipten 1 gün önce icra dosyasına ihtirazi kayıtla 50.000,00 TL'nin 3.kişi tarafından yatırıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu şirket tarafından borçlu olmadığının tespiti için Kayseri 2....
Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK'nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK'nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı anlaşılmış olup, takibe dayanak bono incelendiğinde; düzenleme tarihinin yanında düzenleme yeri olarak Konya'nın gösterildiği, bu sebeple Konya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazının yerinde olmadığı, yine davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde açıkça "öncelikle yetkiye olmak üzere takibe, borca, faize ve tüm ferilerine yasal süresi içerisinde itiraz ediyoruz" şeklinde yetkiye itiraz dışında borca ve ferilerine de itiraz edildiği, ancak borcun ödendiğinin yasada sayılan belgelerden biri ile ispatlanamadığı, yine talep edilen faiz miktarında da fazla bir talebin söz konusu olmadığı, bu sebeple borca ve faize yönelik itirazın da yerinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davacının yetkiye, borca ve faize itirazının reddine karar verilmesinde ve takip geçici olarak durdurulduğundan...
İlk derece mahkemesinin itirazlar üzerine verdiği 22.06.2022 tarihli ek kararı ile: ''... talebin, çeke dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olduğu, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilleri tarafından her ne kadar ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz edilmiş ise de; ihtiyati hacze dayanak çekin ibraz edildiği ve ödeme yasağı bulunduğundan işlem yapılamadığı, götürülecek borca dönüşen istem bakımından alacaklının kendi yerleşim yeri itibariyle yetkili olan Mahkememizden talepte bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına yapılan yetki itirazlarının iş bu gerekçelerle yerinde olmadığı; ihtiyati haciz kararının infazında aşkın haciz uygulandığı iddiası bakımından Mahkememizce değerlendirme yapılamayacağı; İcra Mahkemesindeki yetkiye, borca, imzaya itiraz davasının da ihtiyati haczin şartları bakımından irdelenebilecek bir husus olmadığı ...'' gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazların reddine karar vermiştir....
Sayılı kararında "…borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir.” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak borçlu itiraz dilekçesinde, "bankaya borcum vardır, banka ile uzlaşma yapmak için kendilerine müracaat ettim ama borcumu ödeyemedim. Borcumu kabul ediyorum, Vekalet ücreti ve faizlere itiraz ediyorum" ibarelerine yer vermiştir. Her ne kadar asıl borcun varlığı ikrar edilmişse de faize itiraz açıkça ifade olunduğundan, imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazların borca itiraz niteliğinde olduğu (m. 60, II, b. 3, c. 3; m. 60, II, b. 4) kabul edildiğinden bahisle faize itirazın geçerli bir borca itiraz olduğu değerlendirilmekle; halihazırda belirli olan vekalet ücretinin ise miktarı kısmi itirazda açıkça belirtilmediğinden bu yönüyle itiraz edilmemiş sayılması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili aleyhine alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, ve ödeme emrinin 01/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borca itiraz süresi içerisinde 06/02/2023 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle müvekkilinin borca itiraz edemediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, mahkemece gecikmiş borca itirazlarının kabulü ve icra dosyası kapsamında konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, 2004 sayılı İİK'nın 65.maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlu kusuru olmadan bir mani nedeniyle süresinde borca itiraz edememiş ise dava açmak suretiyle borca itiraz edebilmekte olduğunu, müvekkilinin deprem nedeniyle süresinde borca itiraz edemediğini, Yargıtay kararlarında da deprem nedeniyle süresinde yapılmayan itirazların gecikmiş itiraz yoluyla yapılabileceğinin açıkça ifade edildiğini, ancak mahkemece huzurda usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet dosyası varmış gibi hüküm kurduğunu, taraflarınca açılan...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamı uyarınca ihtiyati hacze konu bonoda yetkili mahkemenin ... olduğu, senedin vade tarihi de nazara alındığında borcun muaccel olduğu, ihtiyati haczin dayanağının bono olduğu ve bu borca ilişkin rehnin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....