Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Yerel mahkemelerce tensip ile birlikte HMK.'nın 6. maddesi hükmü gerekçe gösterilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. HMK.'nın 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş olup kesin yetki niteliğinde değildir. Kesin olmayan yetkinin HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re'sen nazara alınmaması gerekir. Kesin olmayan yetki hallerinde yetki itirazının ileri sürülmesi hususu HMK.'nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Aynı Yasa'nın 27. maddesinde ise hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir....

    Öte yandan HMK'nun 19/2 maddesine göre bu yetki kesin yetki kuralı olmadığından taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak itiraz halinde mahkemece dikkate alınır. Yine aynı madde de yetki itirazının cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardan olup (HMK.md.116/1-a) davalıların, yetki itirazlarını dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde ileri sürmeleri gerekir. (HMK.md.117,317-319). Somut olayda, dava dilekçesi davalılara 02.07.2015 ve 03.07.2015 tarihlerinde tebliğ edilmiş davalılar ayrı ayrı 20.07.2015 tarihinde cevap dilekçesi vermiş bu dilekçelerinde de yetki itirazında bulunmamış, bundan sonra 26.10.2015 tarihli dilekçelerinde yetki itirazında bulunmuşladır.Bu durumda yetki itirazı iki haftalık cevap süresinden sonra yapıldığından, mahkemece dikkate alınmaması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      Davacının ...nun 121.maddesi uyarınca icra mahkemesinden yetki alması gerekir. Davacı icra mahkemesinden alınan yetki belgesi olmaksızın, icra müdürlüğünden alınan yetki belgesine istinaden, alacaklı sıfatı ile ortaklığın giderilmesi davası açamaz. Bu nedenle ...nun 121.madddesi gereğince yetki belgesi sunulmadan veya yetki belgesi almak üzere önel verilmeden yazılı şekilde satış kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava konusu alacağın kaynağı olan 25/02/2013 tarihli kredi sözleşmesinin 4.2 maddesinde uyuşmazlık halinde ... merkez mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiği, HMK'nın 17/1. ve 19/1. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin ...Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK' nın 17. maddesindeki yetki kuralı kesin yetki olmayıp, münhasır yetki niteliğindedir. Kesin yetki halleri aynı Kanunun 11/1., 12/1., 14/2. ve 15/2. maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. Kanunda açıkça “kesin” yetkiden söz edilmeyen hükümlerdeki yetki kurallarının kesin yetki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir....

          HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerlidir. Tarafların tacir olduğu, yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve yetki sözleşmesine göre yetkili icra dairesinin anılan bono yönünden İstanbul İcra Daireleri olduğu, anlaşıldığından yetki itirazının kabulüne ve İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senet üzerindeki yetki ibarelerinin matbu olduğunu ve davacı Hasan yönünden geçersiz olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          İİK'nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....

            Sendikası tarafından yapılan başvuru sonrasında başvuru tarihi olan 16.10.2012 tarihi itibariyle işyerinde 154 işçi çalıştığını, bunlardan 79 işçinin adı geçen sendikaya üye olduğunun tespit edilmesi üzerine bu durumun 22.11.2012 tarihli 12778 sayılı yetki belgesi ile taraflara bildirildiğini, iş kolu tespit başvurusunun ise yetki tespit başvurusundan sonra 30.10.2012 tarihinde yapıldığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nın 5/2. maddesinde iş kolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemleri ile yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağının düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

              İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir....

                Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. T.T.K.'...

                  Bu nedenle, mahkemece davalının yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetki itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.02.2015(Çrş.)...

                    UYAP Entegrasyonu