TİS İptali davası yerinde olduğu gerekçesiyle 2009 yılına ait toplu iş sözleşmesine ilişkin yetki itirazının kabulüne, yetki tespiti işleminin iptaline karar verilmiştir....
No:5/1 Çerkezköy/TEKİRDAĞ adresinde bulunduğunu, bu nedenle yetkili mahkeme Tekirdağ İş Mahkemeleri olduğu, davalı müvekkil sendika, başvuru tarihi olan 18.06.2021 tarihi itibari ile yetki tespitine konu davacı işyerinde çalışan 53 işçinin 31'ini üye yaparak olumlu yetki tespiti için davalı bakanlığa başvuru yapıldığı, davalı bakanlık, başvuru tarihi itibari ile davalı sendikanın davacı işyerinde yasanın aradığı çoğunluğu sağladığını tespit ederek 25.06.2021 tarihinde olumlu yetki tespit işleminde bulunduğu, yasa ve Yargıtay içtihatları uyarınca yetki tespiti, başvuru tarihindeki kayıtlar esas alınarak yapıldığı, yetki başvuru tarihinde davalı sendikanın iş kolunda görünmeyen bir işyerinin yetkinin belirlenmesinde dikkate alınması olanaklı olmadığı, yetki tespit tarihinde farklı iş kolunda görünen işyerlerinin yetki tespitinde dikkate alınamayacağını Yargıtay yerleşmiş ilke kararlarında da yetki başvuru tarihinde farklı iş kolunda görünen işyerlerinin yetki tespitinde dikkate alınamayacağını...
deki işyerinde 478 işçi olup yetkili olduğu tespit edilen sendikanın üye sayısının 252 olduğu, yetki başvuru tarihinden önce ... işyeri için işkolu tespitine ilişkin yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığı, 6356 sayılı Kanun'un 5 ... maddesinin ikinci fıkrasında ''... bit toplu ... sözleşmesi için yetki süresi başlamış ise ... kolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşk olu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.'' hükmü bulunduğu, dava konusu itirazlarda işverenin ...'...
Belirtmek gerekir ki, toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir. Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi istinafa konu kararında "...Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir oldukları, 14/05/2013 tarihinde yapılan Gizlilik Sözleşmesi Sözleşmesinin 15. maddesinde sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olarak belirlendiği, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmayıp, belirli olduğu ayrıca yetkili kılınan mahkemenin açıkça gösterildiği(HMK m.18), sözleşmede belirlenen mahkeme kesin yetkili olmamakla beraber davalının cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.19/2), bu halde genel yetki(m.6) ve diğer yetki kurallarının uygulanma imkanı kalmadığı, davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, davalının sözleşmedeki yetki şartına...
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir" hükmü düzenlenmek suretiyle yetki itirazının şekli ve zamanı ile usule uygun yetki itirazının bulunmaması halinde ne yapılması gerektiği düzenlemiştir.Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan 14.05.2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesinin 15....
İcra Dairesi'nin yetkisiz olduğunu ileri sürdükleri, mahkemece, yetki itirazının muteriz borçlular yönünden kabulü ile kararın kesinleşmesi ve talep halinde icra dosyasının yetkili ... İcra Dairesi'ne gönderilmesine, sair itirazların yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesi'nce değerlendirilmesine karar verildiği, kararın alacaklıca temyizi üzerine Dairemizin 23.01.2018 tarih ve 2017/9123 E. - 2018/510 K. sayılı kararı ile onandığı, alacaklının karar düzeltme talebinde bulunduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; " Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir....
Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür (HMK.md.6/1). Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikametgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına özel yetki kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisna olup, kesin yetki halleri kanunda açıkça düzenlenmiştir. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralının bulunması halinde, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır....
Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu hâlde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki hâlleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Kesin yetkisinin söz konusu olduğu hallerde mahkeme yetkili olup olmadığını resen gözetir. Kesin yetkinin bulunmadığı durumlarda ise karşı tarafça süresi içinde yetki ilk itirazı ileri sürülmediği müddetçe mahkeme yetkili olup olmadığını değerlendiremez....
Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar....