Mahkemece davalı tarafça icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğinden öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz inceleneceği, davalının ikametgah adresinin Alanya olduğu, genel kredi sözleşmesinin 48.maddesinde Antalya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, davacı banka tarafından Antalya İcra Müdürlüğünde asıl borçlu ve kefiller aleyhine icra takibine geçildiği, takip talebinde diğer borçluların adresi incelendiğinde; borçluların tümünün adresinin Alanya olduğunun anlaşıldığı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'da yetki hususu düzenlenmiş olup, 6.maddeye göre genel yetkili mahkemelerin davalıların yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 17.maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenerek tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınabileceği, davalı ... genel kredi sözleşmesinin kefili olup, asıl borçlu ile yapılan sözleşmedeki yetki şartının kefili bağlamayacağı...
Mahkemece davalı tarafça icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğinden öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz inceleneceği, davalının ikametgah adresinin Alanya olduğu, genel kredi sözleşmesinin 48.maddesinde Antalya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, davacı banka tarafından Antalya İcra Müdürlüğünde asıl borçlu ve kefiller aleyhine icra takibine geçildiği, takip talebinde diğer borçluların adresi incelendiğinde; borçluların tümünün adresinin Alanya olduğunun anlaşıldığı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'da yetki hususu düzenlenmiş olup, 6.maddeye göre genel yetkili mahkemelerin davalıların yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 17.maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenerek tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınabileceği, davalı ... genel kredi sözleşmesinin kefili olup, asıl borçlu ile yapılan sözleşmedeki yetki şartının kefili bağlamayacağı...
Mahkemece davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin ... olduğundan yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine kararın kesinleşmesi halinde dosyanın ...Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava 5510 sayılı yasa gereği davacı şirket tarafından verilen hizmetin karşılığı olarak davalı kurum tarafından haksız kesilen prim destek tutarlarının iadesi istemiyle yapılan icra takibine vaki yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Yetkili bir icra dairesinde, geçerli bir icra takibinin yapılması itirazın iptali davasının yasal koşullarındandır....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...davacı alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 26.09.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 26.09.2019 tarihinde “ödeme emrine karşı yetki, husumet ve sair itirazlarımızın sunulmasıdır.” başlıklı itiraz dilekçesi gönderildiği, içerik olarak aralarındaki ticari ilişkiden bahsedildiği akabinde husumet ve yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir. İtirazın (dilekçe ile) yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı yasal bir düzenleme olmadığından, belirli sözcüklerin kullanılması zorunlu değildir. Önemli olan yasal süre içinde şahsen veya yetkili kişiler eliyle itraz iradesinin ortaya konmasıdır....
İtirazın iptali davaları, icra takibine yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla açılan eda davalarıdır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir icra takibi yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine de usulen olanak yoktur. İlâmsız icra takibinde genel yetkili icra müdürlüğü borçlunun ikametgah adresindeki icra müdürlüğüdür. Diğer yandan ihlalli geçişin yapıldığı para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerdeki icra müdürlükleri de özel olarak yetkilidir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılmış olan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını, kiralananın tahliyesini ve inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibine davalı borçlunun süresindeki itirazı üzerine İtirazın kaldırılması talebi itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde istenilmelidir. Davacı alacaklının 26.05.2010 tarihinde başlattığı icra takibi üzerine gönderilen ödeme emrine davalı 03.06.2010 tarihinde itiraz etmiş, itiraz dilekçesi davacıya 08.06.2010 tarihinde tebliğ edilmiş dava altı aylık süre geçirildikten sonra 24.01.2011 tarihinde açılmıştır....
Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17). Yetkiye ilişkin aynı kural eser sözleşmesinden doğan alacağa ilişkin icra takipleri için de geçerlidir. Somut olayda davalının ikametgahı ve sözleşmenin ifa edileceği yer, Ayvalık ilçesi olup TBK'nın 89.madde hükmünün uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Taraflar arasında yapılan yapılmış bir yetki sözleşmesi de yoktur. Davalı taraf yasal süresinde Ayvalık İcra Müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş ve seçimlik hakkını kullanarak yetkili icra dairesini doğru olarak göstermiştir. Davalı tarafın itiraz dilekçesinde takibe konu asıl alacağı kabul etmesi sonuca etkili olmayıp yetkili icra dairesini değiştirmez....
Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. 2004 Sayılı İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231)....
Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. 2004 Sayılı İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231)....
Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; İcra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Davacı (alacaklı)nın açtığı itirazın iptali davasında; davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları kabul edilmez. Ancak, davalı borçlu daha sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkı yine bulunmaktadır....