Davacı vekili; yerel mahkeme kararının 4 sayfa olmasına rağmen bir cümle gerekçe yazıldığını ve gerekçenin yetersiz olduğunu, takibe itirazın borca itirazı da kapsadığını, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu durumda itirazın yetki itirazından ibaret olmadığından, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın esasına girilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. Dava, satım ilişkisine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İzmir 28. İcra Müdürlüğü'nün 2016/16299 E sayılı icra takip dosyasında, alacaklının davacı, borçlunun davalı, takibin 30.327,66.-TL asıl alacak, 194,43.-TL ihtar gideri, 79,43....
Esas sayılı ilamsız icra takip yapıldığını ve borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, icra takibine itiraz edilmesi neticesinde ise itirazın iptalini dava yoluyla sağlamak ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmek gerektiğini, borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının her ne kadar ödeme emrine itirazında, abonelik sözleşmesinin tarafı olmamakla icra takibine konu ve abonelik sözleşmesinden kaynaklı olarak tahakkuk edilen normal dönem fatura bedellerinden ötürü borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de ekte ibraz edeceğimiz abonelik sözleşmesi ile açıkça görüleceği üzere, davalı abonelik sözleşmesinin tarafı olup işbu abonelik sözleşmesine istinaden, davalı adına tahakkuk edilen normal dönem faturalarından muhtevi dava konusu icra takibine dayanak teşkil eden alacaktan sorumlu olduğunu, borçlunun itirazı ile icra takibinindurdurulmasının akabinde iş...
İcra Müdürlüğünün usulüne uygun olarak İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz edilmediğinden, 6100 sayılı HMK uyarınca kesin yetkisinin söz konusu olmadığı hallerde davacının seçim hakkını kullanarak dava açılabileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait kredi kartından davalı tarafından değişik tarihlerde 22.556,50.-TL, ...adlı satıcıdan akaryakıt alımı yaptığını, bahsi geçen tutarın davacıya ödenmediğini, bunun üzerine..... Dairelerinde, icra takibine giriştiğini, davalının haksız yere icra takibine itiraz ettiği iddiasıyla itirazın iptali istemine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalıların "...."da ikamet ettiği, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır....
E. sayılı dosyası ile 3688,23 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalı borca, faiz ve takibe itiraz ettiğini dilekçesi ile belirttiğini ve davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlu iş bu itiraz dilekçesi ile tüm borca itiraz ettiğini, İcra takibine konu borç, faiz ve ferileri Sözleşmeden kaynaklanmakta olduğunu, davalı taraf söz konusu kredi kullanıldığını ve borcunu ödemediğini, davalı/borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazı haksız ve dayanaksız olup iptali gerekmekte olduğunu, faiz oranına yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşme ile belirlenen ve kredi hakkında uygulanan faiz oranı yasal olduğunu ve bu takipte de yasal olan faiz talep edildiğini, haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine %20’ den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve...
Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir (Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 08/10/2020 tarihli 2020/359 E. 2020/386 K. numaralı kararı). Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olayda yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmemesi ve buna bağlı olarak da ödeme emrine itirazın bulunmaması nedeniyle dava şartı mevcut olmayıp, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine ''karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Antalya 8....
Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir (Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 08/10/2020 tarihli 2020/359 E. 2020/386 K. numaralı kararı). Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olayda yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmemesi ve buna bağlı olarak da ödeme emrine itirazın bulunmaması nedeniyle dava şartı mevcut olmayıp, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine ''karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Antalya ......
Mahkemece, davacının ödeme emrine itirazı, icra dosyasında 27.06.2011 tarihinde yaptığı işlem nedeniyle bu tarihte öğrendiğinden, öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında, İİK.'nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçirildiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK.'nun 67/1. maddesinde, açıkça bir yıllık dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Aynı kanunun 62/2. maddesinde de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Borçlu ... icra takibini haricen öğrenmesi üzerine, 28.01.2010 tarihinde borca itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce alacaklı vekiline itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin bir belge dosya içinde bulunmamaktadır....
Davalıya 13 örnek ödeme emrinin 12.10.2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, davalı tarafça icra takibine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşme sebebine dayalı olarak 16.11.2015 tarihinde icra mahkemesine başvuran davacı, kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı yargılamalara katılmamış, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davacı alacaklı sözlü kira sözleşmesine dayanarak ilamsız tahliye takibi yapmıştır. Davalı, ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden İİK. 269, II, c. 2 maddeleri gereğince sözlü kira akdinin varlığını ve kiracılık ilişkisini kabul etmiş sayılır. Artık borçlu icra mahkemesinde sözlü kira akdini inkar edemez. Borçlu kiracı yine ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcunu da kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, borçlu kiracı icra mahkemesinde artık kira borcu miktarına itiraz edemez....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturadan kaynaklanan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borca dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği için yapılan takibin usulüne uygun olmadığını ve bu hususa itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacının icra müdürlüğünün kararına itiraz ederek takibin devamına karar verilmesini talep ettiği fakat bu talebin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği, davacının bu durumda icra müdürlüğünün kararını şikayet yerine itirazın iptali davasına konu ettiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....
Bir kimsenin maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı halde ödeme emrine itiraz etmediği için icra takibi kesinleştiği hallerde, borçluya genel hükümlere göre borçlu olmadığını tespit ettirmek imkanı tanınmıştır. Ancak ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olduğu halde itiraz ederken zamanaşımını ileri sürmemiş olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önce zamanaşımına uğradığını bildirirerek bir menfi tespit davası açamaz. (Baki Kuru İcra İflas Hukuku El Kitabı Sayfa 312) O halde somut uyuşmazlıkta alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası ile açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....