İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...
İcra takibine konu edilen alacağın dayanağının 01/05/2019 tanzim 30/10/2019 vade tarihli 22.500,00TL bedelli bono olduğu, takibin ilamsız icra takibi olduğu, bononun ilk olarak Ankara ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı icra takibine konu edildiği, takibe yapılan yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmemesi üzerine o takibin davalı yönünden son bulduğu, ardından 2023 yılında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine konu edildiği anlaşılmıştır. TTK'nun Zamanaşımı I - Süreler başlıklı 749....
İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olması dava şartı mahiyetinde olduğundan, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz HMK'nun 117/2 fıkrası uyarınca öncelikle incelenmek durumundadır. Yetki itirazının dayanağı, taraflar arasında imzalanan ve inkar edilmeyen fuar katılım sözleşmesinin 32. maddesiyle; sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkilidir şeklindeki düzenlemedir. Davalı borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu borca itirazda açıkça yetki itirazında da bulunduğu ve yetkili icra dairesi olarak da Bakırköy İcra Dairelerinin gösterildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamından; tacir olan taraflar arasında usulüne uygun olarak kararlaştırılan yetki sözleşmesi nedeniyle kesin yetkili olan Bakırköy İcra Dairesinde takip yapılmadığından, itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır....
. - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan mal ve hizmet bedeli karşılığı faturalandırılmış toplam 16.227,25 CHF (İsviçre Frangı) alacağının ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine başlattıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini, takibi iflas yoluna çevirdiklerini, davalının iflas ödeme emrine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasını, çıkartılacak depo emrine davalının uymaması halinde iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince kabul edilmeyen faturalara dayanılarak iflas yoluyla takibe geçilemeyeceğini, davacı şirketin ürettiği çelik hasır makinalarının arızalarının davacı tarafça giderilemediğini, kaldı ki tamir için gönderilen uzmanın tüm giderlerinin de davalı tarafça karşılandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 30.10.2013 tarih ve 5390 E., 6637 K. sayılı ilamıyla onanmıştır....
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı hakkında (3) adet e-faturaya dayalı olarak Bartın İcra Müdürlüğü'nün 2018/2732 sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrine süresinde itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davalının hem ödeme emrine itiraz dilekçesinde hemde davaya cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, mahkemece takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarında; icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi durumunda; İİK'nın 50. maddesi uyarınca; öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca; ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Dairesi'nin bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2015/4976 esas sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Davalı hem takipte icra müdürlüğünün yetkisine hemde mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir. Öncelikle yetkiye ilişkin usuli uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir. Takibe konu borç para borcudur. Davalı icra müdürlüğüne yaptığı itirazında aradaki akdi ilişkiyi inkar etmemiş, senetlerin teslimi ile alacaklıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirtmişlerdir, dolayısıyla para borcu götürülecek borçlardan olup alacaklının ikametgahı icra daireleri ve mahkemelerinde takip başlatıp dava açmasında yetki yönünden herhangi bir usulsüzlük yoktur bu nedenle her iki yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı takipte borcun 49.000,00 TL'lik kısmına itiraz etmemiş , 17.621,44 TL'lik kısmına itiraz etmiştir....
İcra müdürlüğünün 2018/29108 esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine konu 24.871,23 TL miktarında ödeme emrine itiraz edildiğini, kurum rehberlik ve teftiş başkanlığı tarafından düzenlenen 29/08/2016 tarih ve 2016/1 sayılı soruşturma raporunun mali yönden başlıklı bölümünde gerçeğe aykırı reçete düzenleyen Dr. T5 ve diğerlerinin kurumu 7.348,75 TL zarara uğrattığını, davalı borçlunun kendisine bilgi ve uyarı yazısı gelmesine rağmen borcu ödemediğini, borca itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın dayanağı olan raporun daha önce davacıdan istenildiğini, ancak davacının bu talebi red ettiğini, davacının bu kez İstanbul Anadolu 19....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz KARAR Davacı ... tarafından davalı ... ve ... aleyhine açılan icra takibine itiraz davasının reddine ilişkin hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Dairenin 13.06.2013 tarih 2013/5606 Esas, 2013/9126 Karar sayılı ilamıyla Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece, onama ilamına ilişkin Daire kararı HUMK'nun 438. maddesi (HMK. 372.m) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, onama kararının taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....
borcun tamamına itiraz ettiklerini, müvekkilinin doğmuş böyle bir borcu bulunmadığından faiz hesaplanmasını da kabul etmediklerini, ayrıca takip talebinde belirtilen faiz oranı, fahiş bir faiz oranı olup, bu yönüyle faiz oranına da itiraz ettiklerini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte bu yönleri takip öncesi ve sonrası faize aynı zamanda faiz oranına da itiraz ettiklerini, takibi ve borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, bu bakımdan zamanaşımı def'inde bulunduklarını, borca ve takibe bu yönü ile de itiraz ettiklerini çek tazminatına da itiraz ettiklerini, öncelikle haksız ve hukuka aykırı olan takibin durdurulmasına, icra takibine, ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına ve sair tüm ferilerine itirazlarımızın kabulü ile davamızın kabulüne, ayrıca zamanaşımı defilerinin kabulüne, ödeme emrinin ve takibin iptaline, kötü niyetli olarak icra takibi yapan davalının % 40'dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatı mahkum edilmesine, dava...