İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemesinin yetki yönünden eksik ve hatalı inceleme yaptığını, takibe konu olan bono incelendiğinde bonoda yer alan İstanbul Merkez Mahkemeleri yetkili kılındığını, ancak işbu yetki sözleşmesi geçerli bir yetki sözleşmesi olmadığını, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takibi yetkisi olmayan icra dairesinde başlatıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının yetkisizlik kararının kaldırılmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İİK'nın 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; İstanbul 14....
Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin davacı borçluya 05/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, itiraz süresinin son gününün 10/02/2021 Çarşamba günü olduğu, davacı borçlunun ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 11/02/2021 tarihinde yetkiye ve imzaya itiraz ettiği anlaşıldığından, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. İlk derece mahkemesinin kabulüne göre de; davacının talebi icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz ve imzaya itiraz olduğu halde ve ödeme emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılması yönünde bir talep olmamasına rağmen, yetki itirazının kabulü kararı ile birlikte ödeme emrinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi de isabetsiz olmuştur....
Yetki itirazında bulunmak için HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." ...nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir. O halde, somut olayda, uyuşmazlık kira alacağının tahsili ve T.B.K' nun 315. maddesine dayalı temerrüt nedeniyle ... istemine ilişkin olup kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki kuralı olmadığına göre, mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği ortadadır. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; Davacı alacaklı tarafından borçlu hakkında usulüne uygun açılan bir icra takibi bulunduğu, icra takibi kapsamında borçlu şirkete gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edildiği ve bu nedenle takibin durdurulduğu, ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, bu nedenle ikame edilen davanın süresinde açıldığı kabul edilmiş, bu bakımdan dava şartlarının sağlandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından süresinde verilen 30/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunulduğu görülerek uyuşmazlığın esasına girilmeksizin ilk itiraz inceleme konusu yapılmıştır....
Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçlulardan 25.218,86 TL asıl alacak, 6.203,84 TL işlemiş faiz, 33,58 TL masraf ve 310,19 TL faizin gider vergisi toplamı 32.066,47 TL alacağın tahsili talebinde bulunduğu, 04/12/2021 ödeme emri tebliğ tarihine nazaran davalı borçluların süresinde sunduğu 09/12/2021 tarihli yetkiye ve borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlular tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde, aleyhlerine başlatılan icra takibinde İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğu bildirilerek yetki itirazında bulunulmuştur. İİK'nın 50.maddesinde "para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK (HMK) yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati suretle karara raptolunur" hükümleri mevcuttur....
borca itiraz ettiklerini , takip yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını yetkili icra dairesinin Zonguldak olduğunu , takibe konu bononun nedenin malen gösterildiğini bu nedenle takibin Zonguldak icra dairesinde başlatılması gerektiğini, bono üzerinde tahrifat yapıldığını ve bono üzerindeki imzaya itiraz ettiğini ileri sürerek yetki itirazları doğrultusunda takibin durdurularak yetkili icra dairesine gönderilmesini, takibin iptalini %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
İflas takibi yetkisiz yerde başlatılmış ve itiraz edilmemiş olsa bile İflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. İflas davasında yetki kamu düzeninden olduğu için yetki sözleşmesi yapılamaz. İflas yoluyla takibe yetki yönünden itiraz edilmemesi halinde bu yer icra dairesi yetkili hale gelirse de, İflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde açılması gerekir. İflas davasını inceleyen ticaret mahkemesince yetki itirazı olmasa bile yetkili olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartları arasında yer almaktadır. Ancak mahkemenin kabul şeklinin aksine, İflas yolu ile takipte icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden değildir. Yetki Sözleşmesi ile başka yer icra dairesi de yetkili kılınabilir....
İcra Müdürlüğü'nde davalı-borçlu aleyhine takip yapıldığı, davalı-borçluya 23/05/2019 tarihinde ödeme emri gönderildiği, davalı-borçlunun bu ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, davalı-borçlu vekilince takibe itiraz üzerine davacı-alacaklı vekilince eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda mahkemece, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve eğer takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa davanın bu nedenle reddi gerekir....
Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin 99.903,83 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 31/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/01/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün gösterilmediği, sadece davalı şirketin işyeri adresinin İstanbul olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğu, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığı, yetki itirazının usulüne uygun olduğu kabul edilse dahi davacı şirketin merkezinin İzmir ilinde bulunduğu, mahkememizce yapılan ticari defter incelemesinde saptandığı üzere taraflar arasında ticari satıma ilişkin...
İcra Müdürlüğü'nde davalı-borçlu aleyhine takip yapıldığı, davalı-borçluya 23/05/2019 tarihinde ödeme emri gönderildiği, davalı-borçlunun bu ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, davalı-borçlu vekilince takibe itiraz üzerine davacı-alacaklı vekilince eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda mahkemece, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve eğer takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa davanın bu nedenle reddi gerekir....