WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı tarafından yetki itirazının kabul edilmesi üzerine, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilmiş, yetkili icra müdürlüğü tarafından örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu, yetkili icra dairesinde de ödeme emrine itiraz etmiş ve takip durmuştur. Bu durumda, yetkisiz icra dairesinde borcun kısmen kabul edildiği gerekçesiyle yetkili icra dairesince borçluya bakiye borç muhtırası çıkartılması mümkün değildir. Ancak itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesi halinde, bu karar kapsamına göre takibin sürdürülmesi mümkündür. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. --- zamanaşımı def'ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (---, ----. sayılı ilamları bu yöndedir.) Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz....

      İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....

        Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Üstündağ, S.: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101- 102 ). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli ve 2017/13- 534 E., 2018/1567 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. İtirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir ancak bunun için davalı borçlu tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazlarını bildirmesi gerekmektedir....

          Somut olayda davacı tarafça açılan davada dava konusunun ödeme emrine karşı itiraz ve şikayetleri ile takibin iptali ve tedbiren durdurulmasına yönelik olup ödeme emrine şikayet hususu da dile getirilmiş olup bu yönüyle taraflar gelmeseler bile İİK'nın 18/3 maddesi gereğince gereken karar verileceği düzenlemesi bulunmaktadır. Öte yandan 09/10/2020 tarihli 1 nolu celsede davacı vekili olduğunu ve yetki belgesi sunacağını beyan eden vekil duruşmaya katılmış ise de ve 4 nolu ara karar gereği yetki belgesini sunmak üzere 2 haftalık da süre verildiği halde dosya ve uyap kapsamında yetki belgesinin sunulduğuna ilişkin bir kayda rastlanılmamıştır. Dolayısıyla davacı taraf 09/12/2020 tarihli 1 nolu celsede bir sonraki duruşmanın 04/12/2020 tarihine bırakıldığı hususu kendisine tebliğ edilmediği gibi bu husustan haberdar da değildir. Bu durumda davacı tarafın duruşma gününden haberdar edilmediğinin kabulü gerekir....

          belirleneceği, 6100 sayılı HMK.nun 6. maddesine göre, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, borçlunun adresinin, takip talebinde mernis adresi olarak Fethiye/Muğla olarak belirtildiği, ödeme emrine borçlunun 08/05/2018 tarihinde Fethiye İcra Müdürlüğüne yazılı dilekçe vererek borca ve yetkiye itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açtığı, mahkemece İcra ve İflas Kanunu’nun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atfı dolayısıyla yetki kuralları doğrultusunda borçlu/davalının yerleşim yeri Fethiye olduğundan takibin yetkili İcra Dairesinde yapılmadığının anlaşıldığı, borçlu/davalının 08/05/2018 tarihli itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin Fethiye İcra Dairesi olarak belirtildiğinin görüldüğü ve bu nedenlerle mahkemenin yetkili olmadığı sonucuna varıldığı bildirilerek yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

          İcra Dairesinin 2011/17960 sayılı dosyasıyla kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak 18.11.2011 tarihinde başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun süresi içinde itiraz etmemesi ve otuz günlük süre içinde ödeme yapmaması üzerine davacı alacaklı, ... İcra Hukuk Mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. ... İcra Hukuk Mahkemesince, kira sözleşmesinde “uyuşmazlık halinde ... mahkemeleri yetkilidir” hükmü bulunduğundan ... İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin süresinde istemi üzerine dosya ... İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. ... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davanın kabulü ile İ.İ.K. 269/a maddesi gereğince davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi üzerine karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı defterlerinde de tespit olunan borcun ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle yetki itirazı kabul edilerek yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine davanın açıldığının anlaşılmasına ve borcun davalı kayıtları ile de sabit olduğunun belirlenmiş bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bilirkişi incelemesine göre tespit olunan 775 YTL protesto giderinin 328 YTL’ sinin davalı yanca davacıya ödendiği ve bu kalem alacağın 447 YTL olduğu belirlendiği halde ödenen miktar asıl alacaktan indirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              İl Özel İdaresi tarafından başlatılan 16.740,00 TL tutarlı icra takibine, borçlunun haksız ve mesnetsiz şekilde takibe konu borca ve yetkiye itiraz ettiğini, bu durumu takiben yetki itirazının varlığı sebebiyle Silivri 2.İcra Müdürlüğü'nün 2013/5694 Esas sayılı dosyası ile yine borçlu aleyhine il özel idaresi tarafından yapılan icra takibine de borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini, duran takip sonucu açılmak zorunda kalınan iş bu alacak davasının kabulü ile 16.740,00TL asıl alacak bedelinin hayvanların teslim alındığı 05.01.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalıya davetiye çıkartılmamıştır. Mahkemece, İİK’nin 67/1 maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir....

                Davacı taraf takipte İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olmadığını beyanla, yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davalı tarafın yetki itirazının kabul beyanı da gözetilerek davacının yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu