Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." Hukukumuzda itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında 6100 sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. HMK' nda bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı öngörülmemiştir. İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK'nun 116/1- a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir....

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava ....İcra Müdürlüğünün .... sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Borca itiraz nedeniyle davacı taraf eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf cevap dilekçelerinde mahkememizin yetkisine de itiraz etmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardan olduğundan ön inceleme duruşmasında herşeyden önce ilk itirazlar karara bağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceğinden davalı tarafın yetki itirazı üzerinde durulmuştur. HMK 17. Maddesinde; " Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." denilmektedir. Taraflar arasında yetki sözleşmesi yaparak yetkili mahkemeyi belirlemişlerdir....

    YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu tarafından ödeme emrinin haricen öğrenilmesi üzerine 26/08/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, icra memurluğunca "tebligat parçası döndüğünde itirazın süresinde olması halinde itiraz süresinde ise takibin durdurulmasına, süresinde değil ise takibin devamına" şeklinde karar verildiğini, icra dosyasında takibin durdurulması yönünde bir işlem bulunmadığını, itirazın iptali davası açmalarında hukuki yarar bulunmadığını, itirazın iptali davasının görülebilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmasının şart olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin kısmen kabulü ile, Bodrum 1....

    Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; "(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur." düzenlemesini içermektedir....

      Oysa ki yetki itirazında yetkili icra dairesi gösterilmesi gerektiği gibi gösterilen yetkili icra dairesinin de gerçekten yetkili olması gerekmektedir (Yargıtay 15.HD.'nin 23.07.2010 tarih, 2010/3236E., 2010/4263K.sayılı kararı). Yetki itirazında gösterilen yer yetkili değil ise yetki itirazı yapılmamış sayılır ve takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece; davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazı geçersiz bulunduğundan takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı ve böylece itirazın iptali davasının şartlarından olan geçerli bir takibinin varlığı kabul edilmelidir....

        Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir....

          İcra Müdürlüğü 2018/6018 esas sayılı icra takibine borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, takibin durduğunu, T8 ve T7 ayrıca yetki itirazlarında bulunduklaını, borca ve yetkiye itirazın iptaline,alacağın %20'den az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazı ileri sürerek, İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, öncelikle yetki itirazı nedeni ile davanın usulden aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, davalılar T8 ve T7 yönünden; davanın, İİK 67 maddesi ve HMK 114 ve 115 maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,davalı T3 yönünden; Mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin karar verilmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece değerlendirmede yanılgıya düşülerek, davalının icra müdürlüğüne yetki itirazında bulunduğunun kabul edildiğini, ancak davalının yalnızca borca itiraz edip icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğini, ilamsız takiplerde her türlü itirazın yasal 7 günlük itiraz süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğinden, mahkemeye yapılan itirazın hüküm doğurmayacağını, bu sebeple, artık icra takibinin Kulu İcra Müdürlüğünde yapılmış olup bu takibin yetkisine itiraz edilmediğine göre artık yetki konusunda bu takibin yargı çevresi olan Kulu Adliyesindeki görevli mahkeme olan Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu, nitekim Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2020/62 E. 2020/62 K Sayılı ilamında mahkemenin kararının kaldırıldığını Bölge Adliye Mahkemesi'nin işbu kararı mevcut iken aynı dosya için tekrardan yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi...

          Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde genel mahkeme, icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa'nın 141/son ve 6100 sayılı HMK'nın 30. maddelerinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....

            Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde genel mahkeme, icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa'nın 141/son ve 6100 sayılı HMK'nın 30. maddelerinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu