Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra takibine yapılan itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmışsa ve icra dairesine yapılan itirazda aynı zamanda yetki itirazında da bulunulmuş ise itirazın iptali davasını gören mahkemenin ilk önce icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemek suretiyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığına kanaat getirmesi halinde işin esasına girmesi, icra dairesinin yetkili olmadığının belirlenmesi durumunda ise esas hakkındaki itirazlara girişilmeksizin, yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmaması nedeniyle itirazın iptali davasının reddine karar vermesi gerekir. Yargılama ve incelemeye konu somut olayda; HMK 6. ve 16. maddelerine göre, davacı kurumun davalı aleyhine icra takibini yapabileceği yetkili icra daireleri, davalının ikamet adresinin olduğu yerin bağlı olduğu Kumru İcra Daireleridir....

E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı vekilince takip konusu asıl alacak miktarı ile işlemiş ve işleyecek faizine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile kötü niyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. Dava, fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri olduğu açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda davalının Narlıdere/İZMİR adresinde mukim olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu genel yetki kuralı icra takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin olarak da uygulama alanı bulmaktadır....

    E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı vekilince takip konusu asıl alacak miktarı ile işlemiş ve işleyecek faizine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile kötü niyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. Dava, fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri olduğu açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda davalının Narlıdere/İZMİR adresinde mukim olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu genel yetki kuralı icra takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin olarak da uygulama alanı bulmaktadır....

      E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı vekilince takip konusu asıl alacak miktarı ile işlemiş ve işleyecek faizine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile kötü niyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. Dava, fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri olduğu açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda davalının Narlıdere/İZMİR adresinde mukim olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu genel yetki kuralı icra takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin olarak da uygulama alanı bulmaktadır....

        Davacı, davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine girişmiştir. Davalının borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu gerekçesiyle itirazın iptali isteminde bulunmuştur. İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" Somut olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 01.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz süresi 08.07.2003 günü dolduğu halde 09.07.2003 tarihinde borca itiraz etmiştir. O halde icra takibine davalının itirazı süresinde değildir. Bu haliyle davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince isteyebilir....

          Şti’ye 10.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalıya 07.04.2022 de tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 05.04.2022 tarihinde, 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki süresi içinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, eldeki davanın 11.10.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır. 7-Yukarıda 1 ila 5.paragraflarda detaylandırıldığı üzere; icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmesi halinde itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırması gerektiğinden, öncelikle bu husus üzerinde durulmuştur. 8- İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....

            Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin ----- yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır -------kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde az yukarıda açıklandığı üzere davalı borçlu vekili tarafından süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği anlaşılmakla öncelikle dava şartlarından olan bu husus yönünden değerlendirme yapılmıştır. Davacı taraf, ---- iş dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararını -----İcra Müdürlüğünde takibe koymuş olup, İİK 50 ve 261/1.maddeleri gereğince -------İcra Dairelerinin de yetkisi vardır. Bu açıdan icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz reddedilmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun yetki itirazını düzenleyen 50. maddesi gereğince yetkiye ve borca aynı anda itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinin öncelikle yetki meselesini karara bağlayacağı yönünde amir hüküm bulunmakla öncelikle davacı yanın yetki itirazı değerlendirilmiş; bu doğrultuda takip dosyasında bulunan çekin incelenmesi neticesinde çekin tanzim yerinin ve borçlunun adresinin Of olduğu, yetkili Mahkemenin ise belirlenmeyerek "T.C. Mahkemelerinin yetkili olduğu" yönünde düzenleme yapılmış olduğu görülmüştür....

              tarafından açıkça belirtilmediğini yine aynı hüküm gereğince itiraz edilmemiş sayılması gerektiğini ancak icra müdürlüğünün İİK. nun 62/4 maddesinin bu açık hükmüne rağmen davalı şirketin yasaya aykırı kısmi itirazı geçerli sayılarak 24.11.2020 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, yetki itirazı ile takibin durdurulmasına yönelik 24.11.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

              Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamalarına göre icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, itirazın iptâli davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenip sonuçlandırılması gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir takibin varlığına bağlıdır. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır (HGK.nun 20.3.2002 ..., 2002/13-241 E., 208 K., 28.3.2001 ... 2001/19-267 E. 2001/311 K. sayılı kararları). İİK.nun 50/1. maddesi hükmüne göre HUMK.nun yetkiye ilişkin hükümleri ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır. Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir (HUMK. madde 9)....

                UYAP Entegrasyonu