Karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmasa da tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın takibe konu bononun kambiyo vasfına haiz olmadığını bilmesine rağmen ve senedin arkasında lehtar cirosu bulunmamasına rağmen müvekkili aleyhine icra takibine geçtiğini, davalı takip alacaklısı TTK ilgili maddeleri uyarınca yetkili hamil konumunda olmadığını, davalının senedi ne surette elde ettiğinin taraflarınca anlaşılamadığını, takibe konu senedi ne surette elde ettiği anlaşılamayan davalının müvekkili aleyhine takibe geçmesi kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu gösterdiğini, davalı tarafın açıkça kambiyo vasfına haiz olmayan senetle kambiyo takibi yaparak müvekkili aleyhine takibe geçtiğini belirterek istinaf başvurularının kabulüne, Kayseri 3....
dosyasında 27/04/2022 tarihli tensip tutanağı ile senedin zamanaşımına uğraması nedeniyle kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, 7226 sayılı Kanun'un Geçici Madde 1 ve 30/04/2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete'de bildirilen 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile toplamda 95 günlük zamanaşımı süresinin dava konusu bono için de durduğunu, dolayısıyla bononun zamanaşımına uğrayacağı tarihe duran 95 günlük sürenin eklenmesi ve zamanaşımının buna göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek hatalı tensip zaptının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Senedin TTK'nun 776- (1) maddesinde sayılan yasal ve zorunlu unsurları içermesi karşısında, mahkemece davacının sair şikayet ve itirazları yönünde inceleme yapılması gerekirken belirtilen gerekçe ile takibin iptaline yönelik karar usul ve yasaya uygun görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacı borçlunun davalı alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca başvurunun esası incelenmeksizin Antalya 1....
Davacı borçlular istinaf dilekçesinde özetle; bonolar üzerinde T3'nin kaşesi bulunduğu ancak şirket kaşesi üzerinde şirket yetkilisinin imzasının bulumadığını, bu nedenle şirketin borçlu sıfatının bulunmadığını, buna göre bononun hem borçlusu hem alacakısının T2 olduğunu, şikayet konu senette alacaklı ve borçlu sıfatı aynı kişide toplandığından senedin hükümsüz olduğunu, mahkemenin aksi yöndeki tespitlerinin hatalı olduğunu beyan etmişler, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu bonoların kambiyo vasfına haiz olup olmadığı, keşideci şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşip birleşmediği ve buna dayalı olarak bonoların hükümsüz olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır....
Mahkemece, kambiyo senedi vasfında olmayan belge ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyetin kabulüne dair verilen karar, şikâyet olunan vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, şikâyet olunan vekili kararın düzeltilmesini istemiştir. Dosyadaki yazılara, ... Mahkemesi kararında belirtilip ... ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle şikayet olunan tarafından girişilen takibin borçluya karşı mevcut olmasına fakat bu takibin geçerliliğinin şikayetçiye karşı ileri sürülemeyecek olmasına göre İİK’nun 366. maddesi ve HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, ...,55 TL harç ve takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yetki itirazı, esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi incelenir. Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi halinde, yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemler geçersiz olur. Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Bu nedenlerle Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmekle yetinilmesi isabetlidir....
İİK'nun 169/a-1. maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Bu nedenle borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazı yönünden de davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Davacı borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İİK'nun 169. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 168/5. maddesine göre; borçlunun, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını, İİK'nun 170/1. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 168/4. maddesine göre imza itirazını ve İİK'nun 170a/1. maddesinin göndermesiyle de aynı Kanunun 168/3. maddesine göre kambiyo senedi vasfına yönelik şikayetlerini icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlulara, ödeme emrinin 26.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçluların, yasal beş günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 02.09.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itirazda ve şikayette bulundukları görülmektedir....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı, takibe konu senedin teminat olduğu olduğu iddiasıyla borca ve faize itiraz, alacak ipotek ile teminat altına alındığından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağına yönelik şikayet istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu ...'nin icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....