Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetki sözleşmesine aksine hüküm konulmadığı sürece yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkeme münhasır yetkili mahkeme olacaktır.Dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde ---maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda---- mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin münhasır yetki sözleşmesi yapıldığı görülmüştür....

    Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43 üncü maddesine göre de; “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.)...

      Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” Somut uyuşmazlık ... tarafından yapılan olumsuz yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir. 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesinin 4. fıkrasında, olumsuz yetki tespitine itiraz istemine ilişkin davalarda, mahkemece resen, davanın o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikalarına ihbar edilmesi gerektiği açık olarak belirtilmiştir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu yetki tespiti ile itirazın niteliği gözetildiğinde “... Sendikası”, “... Sendikası” ve “... Sendikası”na davanın ihbarı ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Dava------ davası olup ilgili yasal düzenleme 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu' nun itiraz başlıklı 34. maddesi: "... 3. İTİRAZ Madde 34- (1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, ------- verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden------- içinde,-------- davalara bakmakla görevli --- mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler. (2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, --------kararı, ---- kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir. ..." şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır. Söz konusu düzenlemede yetkiye esas alınan --------- oldukları yer olmayıp ------ yer olup davalı ----olup------ Mahkemelerinin yargı alanı içinde kalmaktadır ve söz konusu maddedeki yetki düzenlemesi kesin yetki kuralını içerdiğinden resen gözetilmesi gerekmektedir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/04/2021 NUMARASI: 2021/252 -/254 D.İş TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2021 İlk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itirazın eden alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin hamili olduğu vadesi geçmiş 6 ayrı bonoyo dayalı olarak 10.000,00 TL için keşideci borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. İHTİYATİ HACİZ:İlk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, talebe konu bonodaki yetki şartının geçerli olmadığı zira alacaklının tacir olmayıp müvekkilinin eski çalışanı olduğu, müvekkili şirketin ikametgahının bağlı olduğu İstanbul mahkemelerinin yetkili bulunduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etimiştir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2021/133 Esas - 2021/227 Karar DAVA KONUSU : Sendikanın Yetki Tespiti KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T2 Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından müvekkil firmaya 01/04/2021 tarihinde tebliğ edilen 30/03/2021 tarih ve E-74038328- 553.02[103.02]-792752 sayılı yetki tespit yazısına ilişkin olarak süresinde itiraz ettiklerini, ilgili mevzuat incelendiğinde davalı sendikanın müvekkil şirket nezdinde çalışan ve sendika üyesi olan çalışanlarının bir listesini noterlik kanalı ile müvekkil şirkete tebliğ etmesi zorunluluğu bulunduğunu, başvuru esaslarına göre işçi sendikası, yetki tespiti talebi ile Bakanlığa müracaat ederken, kendisinde bulunan üyelik fişlerini, yetki için başvurduğu süreçte işverene vermek zorunda olduğunu, fakat buna karşın davalı sendikaca müvekkil şirkete herhangi bir bilgi ve belge verilmediğini, bu nedenle yetki belgesinde belirtilen sayıların gerçeği yansıtıp...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İŞYERİ DÜZEYİNDE OLUMLU YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin 28.03.2016 tarihli ve 9041 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edilerek ......

              Davalı, cevap dilekçesinde yetkili icra dairesi ve mahkemenin Malatya icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, esasa verdiği cevabında ise davacıya borçlu olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, davacının ikametgahının Malatya'da bulunduğu, davacı vekilinin davalının yetki itirazını kabul ettiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili Malatya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine yönelik itirazını da tekrarlamıştır. Davacı vekili ise 12.05.2009 tarihli oturumda davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini bildirmiştir....

                İcra Dairesi olduğunun belirtildiği, takip dayanağı çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve itiraz eden borçlunun adresi itibariyle ... İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı ve yetki itirazında da yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak bildirilmediği, dolayısıyla bu durumda yetki itirazının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilip, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı borçlunun ödeme emrine verdiği itiraz dilekçesinde yetki ve borça itiraz ettiği, takibin faturaya dayalı olarak yapıldığı ayrıca yazılı bir sözleşme sunulmadığı, fatura düzenlenmesinin akdi ilişkinin ve alacağın varlığını katınlanmaya yeterli olmadığı, bu nedenle TBK'nın 89/1. maddesinin davada uygulama imkanınn bulunmadığı, genel yetki kurallarına göre İİK'nın 50 ve HMK'nın 6. maddesi uyarınca yetki, icra dairesinin davalı şirketin ikametgahı olan İstanbul İcra Dairelerinin olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmasına itiraz iptali davaların koşullarından olduğu, bu nedenle yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle dava şartı noksanlığına dayalı davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu