Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde bulunduğundan Mahkememizce re'sen nazara alınarak; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/844 Esas 2022/2051 Karar, 2022/1348 Esas 2022/2069 Karar, 2022/1350 Esas 2022/2070 Karar sayılı emsal içtihatları doğrultusunda, Mahkememizin yetkisiz, Sivas İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle Sivas İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir....

Somut olayda; ödeme emrinin davacı borçlulara 11/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların ise icra mahkemesine yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra 18/08/2020 tarihinde başvurdukları, davacılar vekilinin 27/11/2020 tarihli beyan dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin Mahkemenin 2020/640 esas sayılı dava dosyasında görüldüğünü beyan ettiği dikkate alındığında, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti dosyasının sonucu bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre işbu davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

    Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Bu durumda, mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesinin 22/06/2020 tarih, 2020/109 Esas ve 2020/223 Karar sayılı içtihadı) “Bu yasal düzenlemeler ışığında, yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğurduğunun kabulü gerekir. Zira yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri tebliği gerekip, alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren on günlük ödeme süresinin geçmesinden sonra haciz isteyebilecektir. Bu nedenlerle yetkili icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinde öngörülen on günlük ödeme süresinden önce konulan hacizler geçersizdir. Dolayısıyla yetkisiz icra dairesince konulan haczin, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine kaldırılması gerekir.” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/05/2013 tarih, 2013/9170 Esas ve 2013/18822 Karar sayılı içtihadı) “Alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK’nun 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, "davacının yetki itirazının reddine, davacının kambiyo niteliğini şikayeti ve borca itirazlarının reddine" karar verilmiştir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye, borca ve işlemiş ve işleyecek faize itiraz ile kambiyo şikayeti davasıdır. Takibe konu senet üzerinde bedel kaydı bulunmaması nedeniyle senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı iddiası İİK'nın 168/3. maddesine dayalı kambiyo şikayeti niteliğindedir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır. Usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verilir. Şikayetlerde HMK'nun 150. ve 320. maddelerinin uygulama alanları bulunmamaktadır....

      Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nun 79. ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnalardır. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun niteliği nazara alındığında İİK.nun 79. ve 360. maddelerinin uygulama yeri bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda şikayeti inceleme yetkisi, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı ... 3. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır....

        İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 11.08.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 27.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, icra mahkemesine yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 24.08.2015'te olduğu anlaşılmaktadır....

          İlk Derece Mahkemesi’nce; davanın süre yönünden reddine karar verildiği, kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce; "usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi gerektiği, bu kabulden sonra davacıların diğer itirazlarının incelenerek karar verilmesi gerektiği"nden bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile davacı-borçluların usulsüz tebligat şikayeti dışındaki diğer dava sebepleri değerlendirilerek denetime elverişli hüküm kurulması için yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

            Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nın 79 ve 360. maddeleri, yetki ile ilgili istisnalardır. Somut olayda, asıl takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olması nedeniyle İİK'nın 79 ve 360. maddelerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, şikayeti inceleme yetkisinin İİK'nın 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı Manisa 2. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu