Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, satışın iradi olduğu, hile yönünden ileri sürülen vakıaların kanıtlanamadığı; kaldıkı bedel ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edilebileceğine dair BK.217 maddesi delaletiyle 211.maddesi uyarınca itirazi kayyıt dermayan edilmediğine göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edenden alınmasına, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, davalı elemanları tarafından yapılan kontrol sonucunda müvekkiline ait sayacın eksik ölçüm yaptığı gerekçesi ile ek fatura tahakkuku yapıldığını, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, tutanağın gerekli işlemlerin yapılmasından sonra müşterinin ve yetkili elektrik mühendisinin bulunduğu esnada icra edilmesi gerektiğini, müvekkilinin elektriğinin kesilmesi nedeni ile itirazi kayıtla bedeli ödemek zorunda kalarak, bu davanın açıldığını belirterek, ödenen bedelin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, ayrıca davacı abonede yapılan kontrol sonucunda tüketim sayacının eksik ölçüm yaptığının tespit edilmesi üzerine dava konusu tahakkukun yapıldığını, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      KARAR Davacı,929.13 YTL asıl alacağı fer'ileri ile birlikte tahsili için icra takibi yapmış,davalı borcunun olmadığını ileri sürerek takibe itirazi üzerine açılan ... bu dava ile, itrazın iptali ve takibin devamı istenmiş;mahkemece yazılı şekilde davanın kabülüne dair karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2007 tarihinden itibaren 1.170.00 YTL.ye çıkarılmıştır....

        Borçlu olmadığının tespiti ile yersiz ödeme adı altında itirazi kayıtla tahsil edilen 259.114,51 TL’lik tutarın istirdatı istemine ilişkin olan ve redle sonuçlanan davada; davalı Kurum yararına tarife hükümleri uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 438.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

          Şu halde yapılması gereken iş; 17.01.2015 ve 17.03.2015 tarihlerinde fark aylıkların ödendiği belirtilmesi karşısında, davacı tarafından ibraz edilecek kayıtlar ile anılan ödemeye ilişkin ilgili kayıt ve belgeler usulünce celbedilip incelenerek, itirazi kaydın varlığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadola İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetki itirazının kabulünü, davanın ve tazminat talebinin reddini talep etmiştir. Mahkemece; YETKİ İTİRAZI YÖNÜNDEN; TMK 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir. (Yargıtay 12. HD. 2016/26097 E. 2018/333 K. Ve 18/01/2018 tarihli kararı) Bu durumda tedbir nafakası için yapılan ilamsız icra takipleri borçlunun veya alacaklının ikametgahında yapılabilir. Davacının Aks kaydının incelenmesinde yerleşim yerinin Kepez/Antalya olduğu görüldüğünden Antalya İcra Müdürlüğünde takip yapmasına engel durum yoktur....

            Takip dosyasına borçlu tarafından, kendisine ödeme emri tebliğinden önce borcun yatırıldığı, yapılan bu ödemenin İİK'nun 263 veya 266. maddesi kapsamında ve teminat karşılığında ihtiyati hacizlerine kaldırılmasına yönelik olmadığı, itirazi kayıtla borç ödemesi mahiyetinde olduğu, bu haliyle borcun yatırılması sırasında yanlışlıkla yapılan bir ödemeden de bahsedilemeyeceği anlaşılmakla İİK'nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu itirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.(Yargıtay 12. HD'nin 2014/1636- 4759 E-K sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.)...

            İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Kesin olmayan yetkinin HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re'sen nazara alınmaması gerekir. 6100 sayılı HMK'nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Kesin olmayan yetki hallerinde yetkiye ilişkin ilk itirazın ileri sürülmesi hususu HMK.'nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Anılan Yasa'nın 19/2 maddesine göre "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü düzenlenmiştir....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibinde yetki itirazi ve takibe itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 34. maddesi ve 150/ı maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı borçlular vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

                DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili ) KARAR : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında başlatılan ve itirazi kayıtla ödediği dava konusu 2019/18063- 18064 ve 18065 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali ile 2019/18063 numaralı ödeme emri için 240.51 TL, 2019/18064 numaralı ödeme emri için ve 2019/18065 numaralı ödeme emri için 4.523,52 TL olmak üzere toplam ödediği 9.287,55 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, derdestlik, husumet, hak düşürücü süre itirazlarında bulunduğu, talebin haksız ve yersiz olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu