Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, tarafların tacir olduğu, aralarında geçerli yetki sözleşmesi bulunduğu, davalının takipte yetkiye itiraz ettiği, geçerli yetki sözleşmesine göre icra dairesinin yetkisiz olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının ön şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesi uyarınca, yalnız tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. Bu durumda, davacının tacir olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığına göre, mahkemece, adı geçenin tacir olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki sözleşmede bulunan yetki şartına itibar edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, eldeki davanın ticari dava olup olmadığı ve mahkemenin görevi de davacının tacir olup olmamasına göre belirlenmelidir....
ın şirket ortağı olmakla tacir sıfatını kazanmayacağı, davalının bu yönü ile tacir sıfatı bulunmadığı, yetki sözleşmesinin tacirler arasında yapıldığında hüküm ve sonuç doğuracağı, kefalet sözleşmesindeki yetki şartının da tacirler arasında hüküm ve sonuç doğuracağı, bu açıdan yetki sözleşmesinin tacir olmayan davalı ..----bağlamayacağı, davalı - borçlu ... vekilinin İstanbul Anadolu ---. İcra Dairesinin ---- Esas sayılı dosyasında takibin durdurulması ile yetkisizlik kararı verilmesini icra dairesinden talep ettiği, yetkili icra dairesi olarak------ İcra Dairesinin yetkili olduğunu dermeyan ettiği, itirazın iptali davalarında öncelikle icra takibinde yetkiye itiraz var ise yetki sorununun çözülmesi gerektiği, takibin yetkili icra dairesinde yapılmasının itirazın iptali davasında bir dava şartı olduğu gözetilerek; İstanbul Anadolu --- İcra Dairesinin icra takibinde yetkisiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Dava, taraflar arasında imzalanan ------------sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dair yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.Mahkememizce öncelikle davalı yanın yetki ilk itirazının, dosya üzerinden incelenmesi gerekmiştir. 6100 sayılı HMK'nun yetki sözleşmesinin düzenlendiği 17'nci maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. Bu maddeyle münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkânı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hâli anlaşılmalıdır. Başka bir deyişle, yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir....
Davacı tarafından sunulan Genel Kredi Sözleşmesi'nin incelenmesinde de yetki sözleşmesine rastlanılmamıştır. Davalı tarafın adresinin "...... Meerbusch/Almanya" olduğu, davacının takibe dayanak gösterdiği 04.07.2012 tarihli Müşterek borçlu Müteselsil Kefillik Sözleşmesi'nden de açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlunun yetki konusundaki itirazı bu haliyle yerindedir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması itirazın iptali davaları için dava şartıdır. Sonuç olarak itirazın iptali davasının dava şartları bulunmadığından işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK' nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça başlatılan icra takibine karşı davalının süresinde yetki ve borca itiraz ettiği, İcra Müdürlüğünce de takibin yetki ve borç yönünden durdurulduğu, daha sonra davacı tarafça işbu itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece, icra takibinin yetkisi konusunda karar vermeden, kendi yetkisine ilişkin karar verdiği görülmektedir. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanun'un 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur, hükmü yer almaktadır....
İİK’nın 66/1. maddesi uyarınca borçlu süresi içerisinde yetki itirazını bildirirse icra takibi kendiliğinden durur. Bu yetki itirazı alacaklı tarafından kabul edildiğinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep eder. Dosya kendisine gönderilen icra dairesi, borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Borçlunun yetki itirazını kabul etmeyen alacaklı icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep eder. (Hem yetkiye hem de borca itiraz edildiği takdirde icra mahkemesinden itirazın kaldırılması istenebileceği gibi, itirazın iptali davası da açılabilir.) Borçlunun yetki itirazına rağmen dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmezse, İİK’nın 50 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 20. maddesi uyarınca takip yapılmamış sayılır. Bu hâlde, takibin yapılması ile kesilen zamanaşımı takibin yapılmamış sayılması ile doğal olarak hükümsüz hâle gelir. Borçlu davalı, alacak ödendiğinden alacağa ve ferilerine itiraz etmiştir....
Güvenlik Sistemleri Merkezi İş Ortaklığının davalı idare tarafından kesilen cezanın tahsili için kendisine ait iş hanının haczedilmesi üzerine, anılan şirketin kamu borcunu itirazi kayıtla ödediğini, haciz kararının hatalı olduğunun vergi mahkemesi kararı ile sabit olduğu halde ödediği paranın iade edilmediğinden, 15,489,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşutur. Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ortağı olduğu ... Güvenlik Sistemleri İş Ortaklığı'nın vergi borcundan dolayı davacı hakkında ihtiyati haciz yapıldığı, davacının itirazi kayıtla 15.489,00 TL'yi ödediği, hakkında yapılan ihtiyati haciz kararının iptali için ... 5. Vergi Mahkemesinin 2011/898 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, mahkemece işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddedildiği, ... 4....
İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır. ------ sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur. Mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, diğer davalıların da sözleşmede müteselsil kefil olduklarını, kredinin ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili için davalılar aleyhine ..... İcra Müdürlüğü' nün 2014/10458 sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalıların borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....