İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/09/2021 NUMARASI : 2021/668 ESAS- 2021/1188 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI-BORCA İTİRAZ-ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün 2021/12204 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfında olmadığını, site yönetimlerinin tüzel kişiliği bulunmaması nedeni ile herhangi bir bononun keşidecisi olamayacaklarını, Kat Mülkiyeti Kanununun 35.maddesi uyarınca kat malikleri kurulundan özel yetki almadan yöneticinin kambiyo taahhüdünde bulunulamayacağını, takip konusu bonoların teminat senedi olarak düzenlendiğini, dayanak bonoların vade tarihi 30/04/2018 olup, 3 yıllık zamanaşımı süresinden sonra takibe geçildiğini, bu şekilde bonoların zamanaşımına uğradığını, davacının adresinin Esenyurt olması nedeni ile yetkili İcra Dairelerinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğunu, 30/04/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7318 sayılı yasanın...
Somut olayda, alacaklı vekilinin, takibin asıl borçlusunun yabancı şirket olduğu, Erhan Gedik'in acente olduğu, bu sıfatla hakkında ödeme emri düzenlendiğini, kendi adına yaptığı yetki ve borca itirazının geçersiz olduğunu, burçlu şirket adına yapılan borca itirazın da vekilin vekaletnamesinde apostille şerhi bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle takibin durması kararlarının iptalini şikayet konusu ettiği anlaşılmaktadır. Üzerinde durulması gereken ilk husus, Erhan Gedik'in TTK anlamında acente olup olmadığı, dosyaya vekili aracılığıyla Erhan Gedik adına verdiği 01/10/2021 tarihli yetki ve borca itiraz dilekçesinin geçerli olup olmadığı, borçlu şirket vekilinin apostil şerhi olmadan verdiği borca itiraz dilekçesinin de sonradan apostil şerhi ibrazı halinde geçerli olup olmadığıdır....
Öte yandan ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra davacı tarafça davalıya yeniden ödeme emri tebliğ ettirilmiş ve borçlu davalı tarafça 25/10/2021 tarihinde bu yeni ödeme emrine itiraz edilmiş ise de, eldeki davanın konusunun 25/10/2018 tarihli borca itiraz olduğu, karar tarihinden sonra davalı borçlunun yeniden tebliğ edilen ödeme emrine yapmış olduğu 25/10/2021 tarihli itirazının ise içeriği ve tarihi itibariyle yeni bir itiraz olup eldeki davanın konusunun bu suretle değiştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1. Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/455 Esas - 2021/429 Karar sayılı ve 09/09/2021 tarihli kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacının istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2....
Sayılı dosyası ile hem müvekkil T1 hem de daha önceden müvekkilleri olan diğer borçlu Alpaslan Petrol firması aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan gönderilen ödeme emrini Alpaslan Petrol firmasının 22.05.2019 tarihinde tebliğ aldığını, davacı müvekkillerinden T1 tarafından tebliğ alınmış bir tebligat bulunmadığını, ancak 30 Mayıs tarihi itibariyle 9 günlük bayram tatili başlayacağından, müvekkil T1’a yapılacak olan tebligatın itiraz süresinin bayram tatili başlangıcı ve sonuna denk gelen idari tatil sürelerine denk gelme, tebligatın tatil nedeniyle alınamaması gibi riskler olduğundan müvekkil Alpaslan Petrol firması adına ödeme emrine itiraz ediliyorken T1 adına da 28.05.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiğini, itiraz icra dosyası taraflarınca görülmeden Uyap’tan vekalet eklemek suretiyle yapıldığını, Uyap’tan vekaletname eklemek suretiyle yapılan işlemlerde dosyaya vekaletname eklendiğini, ancak icra memuru tarafından dosyaya...
Her ne kadar icra müdürlüğünce takibin devamına yönelik talebin 28/06/2019 tarihinde reddedildiği görülmüş ise de, itiraz eden şirkete ödeme emrine ilişkin tebligatın T4 çıkartıldığı, Nosa Denizcilik Şirketi'nin kendisine izafeten çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatı iade etmeyerek almakla borçlu şirketin yetkili temsilcisi olduğunun kabulü gerekeceği, ayrıca icra dosyası içerisinde bulunan itiraz dilekçesinde de Nosa Denizcilik Şirketi yetkilisinin ilgili gemi donatanının Türkiye'deki resmi iş ve işlemlerinde iş takibin kapsamında bürokratik işler için takipçi mümessil sıfatına haiz olduğunu beyan ettiği, itiraz dilekçesindeki beyanlarına göre Nosa Denizcilik Şirketi'nin takip borçlusunun yetkili temsilcisi olduğunun kabulü gerekeceği ve itiraz dilekçesinde Nosa Denizcilik Şirketi'nin borçlu şirket yönünden usulüne uygun olarak borca yönelik bir itirazının bulunmadığı, bu nedenle takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü kararı ile takibin devamı talebi üzerine verilen 28/06/...
, alacağın dayanak belgesinin ödeme emrine eklenmemesinin yasaya aykırı olduğunu, icra takibinin Kaş İcra Müdürlüğünde başlatılması gerekirken yetkisiz Senirkent İcra Müdürlüğünde başlatılmasının da yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğundan ödeme emrinin iptaline, icra takibinin yetkisiz yerde başlatılmış olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; "davalı alacaklı tarafından borçlu hakkında cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak nedeniyle ilamsız takip başlatılmış, borçlu itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmemiştir. Akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmamış olup, takibe ve ödeme emrine ilişkin itirazlarını saklı tutmuştur. Bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, HMK'nun 6. maddesi uyarınca takibin borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerekmekte olup, borçlunun yerleşim yeri ve ödeme emri tebliğinin yapıldığı yerin Akyurt olması nedeniyle, yetki itirazının yerinde olduğu" gerekçesi ile, davacının açtığı davanın reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında özetle: İcra Hukukunda, icra mahkemesinin yetki alanını belirleyen üç hüküm vardır. Bunlar; İİK. Mad. 360 ve 79/II'dir. Bu konudaki genel ilke; şikayet'lerde, '' şikayet konusu işlemi yapmış olan icra dairesinin bağlı olduğu'' itirazlarda '' itiraz konusu ödeme emrini göndermiş olan icra dairesinin bağlı olduğu'' itirazın kaldırılması istekleri'nde ise, '' kaldırılması istenen itirazın yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu'' icra mahkemesinin uyuşmazlığı çözmeğe yetkili olduğudur. Somut olayda; işlemi yapan ve ödeme emrini gönderen icra dairesi İzmir'de bulunduğundan ve dava, ödeme emrine karşı açıldığından mahkemenin yetkisizliğine, İzmir İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle: HMK'nun 355. Maddesi gereğince resen gözetilecek nedenlerle istinaf incelemesi yapılarak Malatya 2....
İlk derece mahkemesi tarafından; "davalı alacaklı tarafından borçlular Sıddık Dönmez ve T1 aleyhine ilamsız takip yapılmış, davacı borçluya 24/01/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiştir. Genel haciz yoluyla takiplerde faiz oranına ilişkin iddialar borca itiraz olup, takibin şekline göre; İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğünü yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. İİK'nun 58/3, 61/1 maddeleri gereğince takibin belgeye dayanması halinde belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine eklenmesi gerektiği, İİK.nun 58 ve 61. maddelerine aykırılık nedenlerine dayalı şikayetin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük yasal sürede yapılması gerekir....
Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, davalı borçlunun dosyaya sunduğu 27.08.2021 tarihli dilekçede ödeme planına ilişkin beyanda bulunup borca itiraz etmediğini, dilekçenin beyan dilekçesi olup borca itiraz dilekçesi niteliğinde olmadığını, dilekçede takip konusu alacağa itiraz ediyorum denmesine rağmen borçlunun borcu olmadığını söylemediğini, bu dilekçenin borca itiraz olarak kabul edilip takibin durdurulmasına karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Karşıyaka 1....