Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ile şikayete ilişkindir. 3. Değerlendirme Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü yetkiye ve borca itiraz ile şikayet iddialarının yasal 5 günlük süreye tabi olduğunun ve kesinleşen ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....

      ya karşı husumet yöneltilemeyeceği, şikayetçinin 11.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 7. maddesinde kararlaştırılan kira alacağının tahsili için icra takibine gittiği, takibe dayanak gösterilen sözleşme içeriğine göre alacağın varlığının ve miktarının yargılama gerektirdiği, söz konusu sözleşmenin İİK’nın 68. maddede belirtilen belgelerden sayılamayacağı gerekçesiyle, şikayet olunan ...'ya yönelik şikayetin husumet yönünden reddine, diğer şikayet olunanlara yönelik şikayetin kısmen kabulü ile, ... 18. İcra Müdürlüğünün 2015/14934 E. sayılı dosyasında yetkiye yönelik itirazlarının kaldırılmasına, borca ve ferilerine yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili ve şikayet olunanlar ..., ..., .... vekili temyiz etmiştir....

        Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

          İcra müdürlüğünün 2020/6895 esas sayılı dosyasına süresinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borcun ödendiğini, icra müdürlüğü itirazları üzerine takibi durdurduğnu, duran takibe istinaden takibin devamı için yasalar itirazın iptali veya itirazın kaldırılması için alacaklıya başvuru hakkı tanıdığını, ancak alacaklının bu başvurular yerine şikayet yolu ile takibin devamını sağlamaya çalıştığını, davanın kötü niyetle açıldığını, icra Müdürlüğü 04.05.2021 tarihli kararı ile yetki yönünden takibi durdurduğunu, 13.10.2020 tarihinde borca itirazlarına istinaden takibi durdurduğunu, şikayet için yedi günlük yasal süreyi geçtiğini, şikayetin reddinin gerektiğini, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilse bile borca itiraz da olduğundan dolayı takibin devamının mümkün olmadığını, sadece yetki yönünden takibin devamının hiç bir fayda sağlamadığını, borca itiraz da mevcut iken takibin kanunun belirlediği yöntemler ile (itirazın iptali veya itirazın kaldırılması) devam etmesini sağlamak...

          Somut olayda dosya kapsamından, davacı alacaklının kira alacağının tahsili amacıyla bulunduğu yer olan ... icra dairesine başvurarak icra takibi başlattığı, tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi üzerine düzenlenen ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği ve davalı borçlunun takibe itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Davalı borçlu itirazında ... İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmediğine göre ... İcra Dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. Esasen kira borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan alacaklı bulunduğu yer icra dairesinde takip yapabilir. Davacı alacaklının kesinleşen bu yetkiye dayanarak ... İcra Hukuk Mahkemesine tahliye istemiyle başvurmasında bir usulsüzlük yoktur. Zira icra dairesinin işlemlerine karşı yapılacak şikayet ve itirazların incelenmesi, o icra dairesinin bulunduğu yer icra hakimliğine ait bulunmaktadır. İ.İ.K. 4. maddesinde düzenlenen yetki kesin yetkiye ilişkindir. Bu nedenlerle uyuşmazlığın ... 1....

            İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiğini, borçlunun bu takip dosyasında da yetkiye itiraz ettiğini, borca itiraz edilmediği halde icra müdürlüğünün 11.05.2021 tarihli kararı ile yetkiye ve borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karara verildiğini ileri sürerek yetki itirazının ve borca itirazın kabulüne ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Borçlu, ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3637 Esas sayılı dosyasındaki takibe Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilerek itiraz edilmesine rağmen dosyanın İstanbul ... İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, bu işlemin ayrıca şikayet konusu edildiğini ileri sürerek istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Borçlunun ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3637 Esas sayılı dosyasında; yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlükleri olduğu bildirilmesine rağmen, icra dosyasının İstanbul ......

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/178 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığı ve takibin henüz kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “.......

                Bu haliyle davacı vekilinin dava dilekçesinde yer verdiği icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve fer'ilerine ilişkin itirazları fuzuli olup mahkemece bu husus ve takibin şekli gözetilmeksizin yetki itirazı uyarınca değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan davacı vekilinin takip talebine ve takibin şekline göre borçluya ödeme emri gönderilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, buna rağmen ödeme emrinin yanı sıra borçluya takip talebine aykırı şekilde icra emri gönderildiğine ilişkin iddiaları ise şikayet mahiyetinde olup icra mahkemesi nezdinde değerlendirilmesi gereken hususlardandır. Zira takibin şekline göre borçluya icra emri gönderilmesine imkan bulunmayan durumlarda borçluya gönderilen icra emrinin süresiz şikayet yoluyla iptali istenebilir. Esasen davanın konusu da bu yöne ilişkin şikayet olup mahkemece davanın mahiyetinin kavranamadığı görülmektedir....

                Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde yetkiye itiraz etmesinden sonra, 11.09.2015 tarihinde icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra zaptına yazılan aynı tarihli imzalı beyanı ile yasanın lehine vermiş olduğu tüm itiraz ve şikayet haklarından süreleriyle birlikte feragat ettiğini beyan ederek takibin kesinleştirilmesini istediği ve mallarına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği görülmüştür. O halde, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu