Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte şikayet ve borca itiraz niteliğinde olup İlk Derece Mahkemesince davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davacının talebi İİK'nın 169. maddesi uyarınca itiraz niteliğinde olup; İİK'nın 168/1. maddesinin 3,4 ve 5 bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Yine şikayet davaları, İİK'nın 16. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup; İİK'nın 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir....

Esas sırasına kaydedildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı borca itirazı ile birlikte takibin yetkisiz olan Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından ve müvekkilinin adresinin Ankara olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla Bursa ... İcra Müdürlüğünün ......

    Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiğine göre bu aşamadan sonra artık borca itiraz ve İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Buna rağmen borçlu tarafın, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında inceleme yapılıp karar verilmediğine yönelik istinaf kanun yoluna başvurmasında hukuki yararı bulunmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    - KARAR - Davacı vekili, davacı tarafça davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının yetki itirazında bulunduğunu, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilerek davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takibe ödeme iddiasıyla borca itiraz ettiğini, davalının asıl alacak miktarını ödediğini ancak ferilerini ödemediğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, davalının davacıya borç miktarını ödediğini, borcun ödendiği tarihte ortada geçerli bir takibin olmadığını, bu nedenle borcun ferilerinin talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

      Mahkemece; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrine itiraz için borçlu tarafından sunulan dilekçede özellikle belirli bir cümle veya kelimenin kullanılmasının şart olmadığı, borçlunun ödeme emrine itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılmasının yeterli olduğu, borçlunun dilekçesinden genel olarak itiraz iradesi çıkarılabiliyorsa bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği şüpheye düşülmesi halinde ise borçlu lehine hareket edilmesi gerektiği, hususları göz önüne alındığında somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu ilgili dilekçenin sonunda açıkça takibin durdurulmasını istediği ve bu istemin aynı zamanda ödeme emrine itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği saptanmakla bu aşamada davacının, icra dairesi işleminin şikâyetin durdurulması işleminin iptaline yönelik şikâyetinin reddine, davalı tarafından icra dairesine sunulan dilekçede açık ve kesin biçimde bir borç ikrarını ifade eden herhangi bir cümle veya sözcük bulunmadığı, bu bağlamda...

      İtirazın iptali davası, takip konusu alacağa yönelik itirazların iptali ve böylece itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını sağlamak amacıyla açılır. Borçlu, borca itiraz etmeyip sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse bu itirazın ortadan kaldırılması ve takibe devam edilmesi için genel mahkemede itirazın iptali davası açılamaz. Bununla birlikte borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olması halinde alacaklı tarafından yetki itirazının benimsenmesi halinde yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrine ilişkin işlemlerin tekrarlanması ve bunun üzerine varsa borçlunun itirazının iptali yönünde dava ikamesine gidilmelidir....

      İcra Müdürlüğü'nün yetkisine açıkça itiraz ettiklerini, müvekkili şirketlerin dayanak bonoya ilişkin olarak herhangi bir borcu bulunmadığını, borca itiraz ettiklerini, senetler üzerinde yer alan imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, açıkça imzaya da itiraz ettiklerini, takipte fahiş faiz talep edilmiş olduğunu, faize, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize, faiz başlangıcına ve tüm feri'lere açıkça itiraz ettiklerini, takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin ekinde dayanak belgelerin gönderilmediğini, bu nedenle de ödeme emrine itiraz ettiklerini belirterek öncelikle yetki itirazının kabulüne, imzaya, borca, faiz ve fer'ilere itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

      Sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ödeme emrinin yetkisizlik kararı kesinleşmeden yetkili icraya gönderildiği gerekçesi ile iptal edildiği, davalı/alacaklı tarafça 06/03/2020 tarihinde aynı dosyadan yeniden aynı ödeme emri gönderildiği anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi sonucu takip iptal edilmediğinden ödeme emrinin aynı dosyadan gönderilmesinin gerektiği, ilk iki ödeme emrinin yetkisizlik ve yetkisizlik kararı kesinleşmeden yetkili icradan gönderildiğinden iptal edildiği, son ödeme emri olan 06/03/2020 tarihli ödeme emrinde yasaya uymayan bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlunun ödeme emrine ilişkin şikayetleri mahkememizce yerinde görülmemiştir....

      konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Somut olayda, alacaklı vekilinin, takibin asıl borçlusunun yabancı şirket olduğu, Erhan Gedik'in acente olduğu, bu sıfatla hakkında ödeme emri düzenlendiğini, kendi adına yaptığı yetki ve borca itirazının geçersiz olduğunu, burçlu şirket adına yapılan borca itirazın da vekilin vekaletnamesinde apostille şerhi bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle takibin durması kararlarının iptalini şikayet konusu ettiği anlaşılmaktadır. Üzerinde durulması gereken ilk husus, Erhan Gedik'in TTK anlamında acente olup olmadığı, dosyaya vekili aracılığıyla Erhan Gedik adına verdiği 01/10/2021 tarihli yetki ve borca itiraz dilekçesinin geçerli olup olmadığı, borçlu şirket vekilinin apostil şerhi olmadan verdiği borca itiraz dilekçesinin de sonradan apostil şerhi ibrazı halinde geçerli olup olmadığıdır....

      UYAP Entegrasyonu