Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Avukatlık Kanunun 4667 sayılı Kanunla değişik 56. maddesinin 5.fıkrasına göre; avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekâletname hükmündedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 63. maddesi gereğince ise açıkça yetki verilmedikçe vekil davadan feragat edemez. Avukat ...’in yetki belgesine dayanak yapılan vekâletnamede feragat yetkisi mevcut ise de; Av. ...’a verilen yetki belgesinde “Ekli ... 2. Noterliğinin 18 Kasım 2008 tarih ve 21557 yevmiye nolu vekâletnamesinde yazılı yetkilerin “feragat dışında” tamamının kullanımı için düzenlenmiştir” yönünde verilen şerhten açıkça anlaşılacağı üzere Av. Belgin Dönmez’in yetki belgesi verdiği Av. ...’ın davadan feragat yetkisi bulunmamaktadır....

    O halde mahkemece, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 9. ve 21. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 7/2 ve 16.) maddeleri gereğince süresinde yetki itirazında bulunan davalının itirazının kabul edilerek onun yönünden davanın ayrılmasına, yetki itirazında bulunmayanlara karşı davaya devam edilerek onlar yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde tüm davalılar yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, davada davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerektiği ve somut olayda cevap dilekçesinin süresinde verildiği, yetki itirazının kanunda aranan şartları haiz olduğu, usulüne uygun yetki itirazı yapıldığı, kesin yetkili mahkemede dava açılmadığı için davalı tarafından yapılan usulüne uygun yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir. ... 2. Aile Mahkemesince, velayetin değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı davası olmakla, davacının ikametgahının bulunduğu mahkemenin de yetkili olduğu, kesin yetki olmadığı, davacının ikametinin bulunduğu mahkemede de dava açılabileceğinden, (seçimlik yetki) davacının ikametgahı olan .../... mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik karar verilmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'ne yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, gerekçede de belirtilmeden 22.10.2015 tarihli celsede yetki itirazının reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Buna göre dosyaya sunulan yetki belgesinin ancak veraset davası açma hakkı sağlayacağı, yetki belgesinin tapu kaydında isim tashihi davası açmak bakımından davacıya yetki vermeyeceği, bir başka deyişle yetki belgesinin kapsamının genişletilemeyeceği sabittir. Diğer yandan, davacının tapu kayıtlarında tashih istediği "Mazhar oğlu 1977 doğumlu...ile ... oğlu 1969 doğumlu ... dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre halen sağ olup, onlar adına yetki belgesi olmaksızın davacının dava açma hakkı bulunmadığından davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

            Olayımıza gelince; Davacı alacaklı İcra Müdürlüğünden alınmış bir yetki belgesine dayanarak bu davayı açmış ise de,alacaklı tarafından icra mahkemesinden alınmış bir yetki belgesine dosya arasında rastlanılmamıştır. Yukarıdaki ilkede açıkça belirtildiği üzere yetki belgesi olmayan alacaklının bu davayı açması mümkün değildir. Mahkemece davacı alacaklıya icra mahkemesinden İ.İ.K.’nun 121.maddesine göre yetki belgesi alması ve dosyaya ibrazı için uygun bir önel verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı alacaklının bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davalılara gönderilen tebligatlardaki ihtarlarda MK’nun 644.maddesi gereğince belirli bir süre verilmemiş olması nedeniyle eksik ve geçersizdir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

              Bu nedenle olayda HMK'nun 7/1. maddesinin uygulanma yeri yoktur.O halde mahkemece borçlunun yetki itirazı hakkında yukarıda açıklanan hükümler dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazının reddine karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak yedinci ila on birinci bölümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar için, görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.” 43. madde uyarınca “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde üçünden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.” Dosyaya sunulan hizmet alım sözleşmeleri ve yetki tespit belgesi incelendiğinde tespite konu işyerinin Ümraniye/İstanbul adresinde bulunduğu ve İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü yetki alanı içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır....

                  Bu durumda, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak (cevap dilekçesinde) ileri sürülebilir (HMK m. 116/1-a). Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa, seçtiği mahkemeyi bildirir. Somut olayda, davalı vekili tarafından cevap dilekçesiyle süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğu belirtilmiş olmasına karşın; mahkemece öncelikle yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yetki ilk itirazı hakkında herhangi bir karar verilmeksizin işin esasının incelenip karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2–Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    e de dava yöneltilerek taraf teşkili tamamlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiştir. 2-Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu