Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BK. 73. maddesi de gözetilerek davalının bu konudaki delilleri sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi uygun görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk (Aile) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma istemine ilişkindir. Çameli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince, adrese dayalı nüfus kayıt örneğine göre davacı ve davalının yerleşim yerinin Fethiye olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Fethiye 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi ise, boşanma davalarında yetkinin kesin yetki olmadığı, davalının usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. T.M.K.'nun 168.maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir....

      HUMK.nun 187 ve 188. maddesine göre yetki itirazı ilk itirazlardan olup esasa cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Dava dilekçesi 22.09.2011 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davalı 11.10.2011 tarihli dilekçe ile esasa cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, 10.11.2011 tarihli dilekçe ile davaya cevap vermiş,13.11.2011 tarihli dilekçe ile de, esasa cevap süresi geçtikten sonra ..., ve ..., mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Hal böyle olunca mahkemece davalının yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi Usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak, 01/10/211 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m.116/l-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) düzenlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 164. maddesinde gösterilmiştir. Öyleyse, davalının cevap dilekçesi vermek için süre uzatım talebi hakkında bir karar verilip, ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulduğu takdirde, mahkemece yetki yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınması, gösterilmesi halinde bütün deliller toplanarak; gerçekleşecek sonuca göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Maddesinde" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Dosya kapsamından,davacının satın aldığı dairenin ayıplı ve eksik olması nedeniyle,davanın teminat talebine ilişkin olduğu, taraflarca usulüne uygun herhangi bir yetki itirazında bulunulmadığıda anlaşılmaktadır. Bu durumda, usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesi gereğince, davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... 7.Tüketici Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 7.Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Dava taşınmazla ilgili olup sınırlı ayni haktan kaynaklanmış olması sebebiyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi, kesin yetki kuralıdır. Bu yetki kuralı kamu düzeniyle ilgili olduğundan taraflar bu yetki kuralına karşı yetkili yer belirleyemezler. Kaldı ki HMK'nın 12.maddesinde bu konuya açıklık getirilmiştir. Bu durumda mahkemece taşınmazın bulunduğu ... Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilerek, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüne, mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Kaldı ki; haksız fiilden kaynaklanan davalarda yetki kuralları kesin nitelikte olmadığından, yetki itirazının süresi içinde yapılması gerekir. Dava dilekçesi, davalılardan ...'ye 28.8.2012 tarihinde, davalı ...'a 4.9.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı ... 2 haftalık süreyi geçirdikten sonra 16.10.2012 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve Lüleburgaz Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davalı ... ise davaya hiç cevap vermemiş, dolayısıyla yetki itirazında da bulunmamıştır. Bu durumda mahkemece, zarar gören sıfatındaki davacının ikamet adresi itibariyle mahkemenin HMK'nin 16.maddesi hükmü gereğince yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı ...'ın süresinde yapılmayan yetki itirazının süresinde kabul edilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Seçim hakkı kendisine geçen davalı yetki itirazında bulunurken sadece bir mahkemeyi yetkili olarak bildirmelidir. Yetki itirazında birden fazla mahkemeyi gösterirse yetkili mahkemeyi kesin olarak bildirmemiş olduğundan böyle bir yetki itirazı geçersizdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Somut dosyada, davacı tarafça icra takibinin yapıldığı yer İstanbul 12....

                  Somut olayda, delillerin toplanmasına ilişkin ara karar gereğinin yerine getirilmesinden önce dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi karşısında, kendisini avukat ile temsil ettiren davalı yararına Tarifenin 7/1 maddesi gereğince 550,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken dava dilekçesi yetki yönünden reddedilen ve kendisini avukat ile temsil ettirmeyen davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı avukatlık ücreti yönünden düzeltilerek onanmalıdır....

                    Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu