Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, takibe konu çekin keşide yerinin Sivas, muhatap banka şubesinin Sivas şubesi olduğu, davacıya ödeme emrinin Sivas adresinde tebliğ edildiği, dava dışı takip borçlusu Mevlüt Yel''e Pendik/İstanbul adresinde ödeme emrinin 07.10.2019 tarihinde, davacıya ise ödeme emrinin 30.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve yetki itirazının 04.11.2019 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle davacı yönünden takipte yetkinin kesinleştiği bu nedenle mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, imzaya itiraz yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekin keşide tarihine yakın tarihli mukayeseye esas belgelerin...
Somut olayda taraflar arasında imzalanan faktoring sözleşmesinde yetki şartının bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, itiraz eden şirketin faktoring sözleşmesini müşteri olarak, itiraz eden ...'nun faktoring sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, yetki sözleşmesinin hem müşteri hem kefil adına da geçerli olduğu, İstanbul mahkemeleri yetkili olduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir....
takipte, sayılan kurallardan hiçbirisine uyulmamış olup, müvekkili şirket adresine göre Bakırköy /İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek, yetki itirazlarının kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün yazılı cevabı ile 24.02.2015 tarihinde yapılan takibin 09.04.2015 tarihinde kesinleştiği, aynı tarihte takibe dayanak mahkemenin verdiği ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğinden, takibin kesinleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar itiraz eden vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. İhtiyati haciz kararının verilmesi ve infazından sonra icra takibinin kesinleşmesi ihtiyati hacze itiraz hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemece itiraz edenlerin yetki itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının yetkili mahkemece verilmemesi nedeniyle ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile redde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takipte borca ve yetkiye vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğundan bahisle, yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine, borca itiraz yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra dairelerinin yetkisine ilişkin düzenleme İİK'nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK'nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur....
Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davacının ikametgahının "Kahramankazan/Ankara" olduğu anlaşılmaktadır....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yetki itirazında bulunmuş ise de bonoda yetkili icra dairesinin İzmir olarak yazıldığını, davacı tarafın yetki talep, beyan ve talimatı uyarınca bonoda İzmir İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, bono keşidecisinin kendi yetki talimatı ve sözleşmesine itiraz etmesinin iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davacı yan ödemeye, iftaya, zamanaşımına yahut yazıya imzaya itiraz etmemekle, müvekkilinin eli ürünü olmayan iki adet karalama kağıdı sunarak tedbir talep ederek takibin iptalini istediğini, müvekkilinin kötü niyetli olsa idi, bonoda yazan tutarın tamamını da icra takibine konu edebilecekken etmediğini, borçlunun itiraz gerekçelerini yazılı olarak somut delillerle kanıtlayamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 15....
Maddesi uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun olduğu yer ve borcun doğumu sırasında borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi de yetkilidir. Davalı borçlunun yerleşim yeri ve alacaklının yerleşim yeri Ankara olmadığı, İİK'nun 50. maddesi ve HMK yetki hükümleri çerçevesinde yetkisiz İcra Dairesinde takibin başlatılmış olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Müdürlüğü'nün 2015/5847 sayılı dosyasındaki takibe itiraz edildiğini, alacağın muaccel olmadığını, trafik kazası nedeniyle açılan davanın derdest olduğunu ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını, müvekkillerine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, faiz ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, mal kaçırma gibi bir niyetlerinin olamayacağını belirterek, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece 2015/175 D. İş. - 2015/176D. İş. sayılı karar ile talebin kabulü ile İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ... ve ...'...
adresinde 22/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile bu borçlu yönünden... İcra Müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği, muteriz borçlu ... Elektrik Elektronik Ltd.Şti.'nin ise... yönünden... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 01/02/2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK.nun 7/1.maddesi gereğince; itiraz eden borçlu ... Elektrik Elektronik Ltd.Şti. yönünden... İcra Müdürlüğünde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. O halde, mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....