Diğer taraftan 20.03.2007 tarihli duruşmada davaya konu alacağın para alacağı olması sebebiyle yetki itirazının reddine karar verilmişse de; BK’nın 73/I. maddesinde getirilen düzenlemenin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Zira bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilâflarda bu maddeye göre yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün tayini halinde; para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının ikametgâhında takibe ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu da; HUMK ve İİK’da yer alan yetki ile ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir ihtilâfta yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin tayininde BK’nın 73. maddesi hükmü dikkate alınamaz (Emsal Dairemizin 24.01.2013 T 2012/973 E 2013/345 K sayılı ilamı)....
Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını ve davalı borçlu tarafından takibe, borca, faize, tüm ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğunu, davalı borçlu borca itiraz dilekçesinde adreslerinin ekli vekaletnameden ve mersis kayıtlarından da anlaşılacağı üzere yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü yetki sınırları içinde olduğunu iddia ettiğini, ancak gerek icra dosyasında mevcut vekaletname incelendiğinde gerek davalı tarafın borca itiraz dilekçesi gerek vergi dairesi kayıtları ve gerekse de takip tarihi itibari ile davalı borçlu şirketin ticari sicil kayıtları incelendiğinde adresinin "... Mah. ... Sk. No:.. İç Kapı No:... Beşiktaş/İstanbul" adresi olduğunu, bu nedenle davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, icra takibi usule uygun olarak davalı borçlunun ikametgahının bulunduğu yer icra müdürlüğünde açıldığını, davalı borçlu tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 12....
, faiz oranına ve tüm ferilerine itirazlarının kabulü ile icra emrinin ve takibin iptaline ve tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yetki itirazı, HMK 116/1-a maddesi uyarınca ilk itirazlardan olduğu, yetki itirazının kesin olmadığı davalarda,yetki itirazının HMK. 19/2 Maddesi uyarınca cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davasının görülebilmesinin şartlarından biride, yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde yapılmış takibe itiraz üzerine takibin durmuş olmasıdır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinde mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenecektir. Takipte yetki İİK 50. Maddede düzenlenmiş olup 50. Madde yetki hususunda HMK'nın yetkiye ilişkin hükümlerine gönderme yapmıştır. Dolayısıyla takipte yetki hususunda HMK'nın yetkiye ilişkin düzenlemelerine bakılacaktır. HMK'nın 6. Maddesine göre davalının yerleşim yeri icra daireleri genel yetkilidir. HMK'nın 10. maddesinde özel yetki kuralı düzenlenmiş olup, maddeye göre sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. TBK'nın 89....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece açıkça imzaya itiraz etmelerine rağmen davanın niteliği itibariyle borca itiraz olarak değerlendirip imza örnekleri almadan davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçelerinde konu, sonuç ve talep kısmında borca ve ferilerine ve imzaya itiraz ettiklerinin açıkça belirtildiğini, yerel mahkemece dava dilekçelerinin eksik özetlendiğini, İstanbul Anadolu 1.İcra Müd.2020 /16295 sayılı takibe konulan 10.11.2018 tanzim 17.07.2019 vade tarihli 30.000,00- TL tutarlı senetteki imzanın kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, Adil Üstündağ, Zafer Gökmen ve T3 isimli şahısların sahte imzalarla ya da mobing ve zorla işçilere boş senedi imzalatarak piyasaya sürdüklerini, dava konusu senedin ise sahte imza ürünü olduğunu, bu takibe karşıda yetki itirazında bulunduklarını ve menfi tespit davası açacaklarını, yetkili icra müdürlüğünün Seyhan İcra müdürlüğü olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kambiyo takibinde İstanbul Çağlayan adliyeleri icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, borçlunun takibe konu çekin altındaki imzaya itiraz etmediğniden çekin varlığını kabul ettiğini,müvekili ile borçlu arasında bir ticari ilişkin olup olmamasına bağlı olmayan çekin görüldüğünde ödenecek bir ödeme aracı olduğunu,çeki keşide edip teslim eden basiretli bir tacirinde bunun sonuçlarına katlanacağını, müvekilinin çekte kendisinde önce cirosu bulunan tüm cirolarla birlikte keşidecidende alacaklı olduğundan bu paraya dilediğinden tahsil edebileceğini beyanla itirazın reddi ile itiraz eden borçlunun alacağın %20'sinden aşağı olmamakla birlikte icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Dava kambiyo senetlerine dayanan takibe yönelik yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. Öncelikle yetki itirazı değerlendirmek gerekmiştir....
Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiği, takibe karşı, takip borçlularından dava dışı T3in icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, dava dışı Selçuk Kocaman'ın itirazının bulunmadığı, davalı T4ın ise sadece tabipte borca itiraz ettiği, icra dairesine yönelik bir itirazının olmadığı, İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2015/8350 E.sayılı dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz eden dava dışı T3in yetki itirazı kabul edilerek ve sadece T3 yönünden Karaman 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3938 E. Sayılı dosyası ile takibe devam edildiği, dosya borçlusu Sinan'ın bu icra dosyasında da yaptığı itiraz nedeniyle takibin durduğu, davacı sigorta şirketince, İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2015/8350 E.sayılı dosyasında borca itiraz eden davalı Soner yönünden ve Karaman 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3938 E.sayılı dosyasında borca itiraz eden T3 yönünden eldeki Kararman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1182 E....
Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan takipte müvekkilinin takibi haricen 03/09/2020 tarihinde öğrendiğini, takip konusu bonoda keşide yerinin ve müvekkilinin adresinin Eskişehir olduğunu, alacaklı taraf tacir olmadığından yetki sözleşmesi yapılamayacağını, müvekkilinin ciranta olması ve bonodaki İnegöl kaydının sonradan yazıldığı ve şaibeli olduğu iddiaları karşısında yetki sözleşmesinden bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla İnegöl İcra Müdürlüğü'nün kambiyo takibinde yetkili olmayıp Eskişehir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, takibe konu bonoda müvekkili şirketin ciranta olduğunu, davalı alacaklının müvekkili ciranta T1 Tük. Mal. San. Ve Tic. Ltd....
Davacı vekilince yargılamayı sürüncemede bırakacak şekilde, ilk derece mahkemesine müracaatında her hangi bir borca itiraz ileri sürmeksizin ve borca itirazlarını da saklı tutarak yetki itirazında bulunulması, ilk derece mahkemesince de davacının yetki itirazının kabulü yönündeki karar aleyhine borca itirazlar ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulması haksız ve kötü niyetli olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile HMK'nın 351. maddesi atfıyla HMK'nın 329/2 maddesi uyarınca davacı vekili hakkında takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezası uygulanması gerekmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/34995 takip sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, söz konusu itirazın hukuka aykırı, mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu, İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3091 esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça yetki yönünden itiraz edildiğini, İstanbul 12....