İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez....
- K A R A R - Davacı vekili, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı ... ili ... ilçesinde olduğu için ... İcra Müdürlüğü ve Mahkemesinin yetkili olmadığını, müvekkilinin peşin olarak ticaret yaptığını, müvekkiline gönderilen tüm fatura ve içeriğine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın çarparak hasara neden olduğunu ileri sürerek sigortalısına ödenen miktardan 1.881.20.YTL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında yetki itirazında bulunmuş kusura, hasara ve faize de itiraz ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.09.2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemiyle girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve inkar tazminatı tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı, yetki itirazında bulunmuş, işin esası bakımından da davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş, faize ilişkin istek kısmen reddedilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Belirtildiği üzere dava, icra takibine itirazın iptali istemiyle açılmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili; davalı borçlunun tacir olduğunu ve müvekkili ile 2013 yılından itibaren ticari ilişkisinin mevcut olduğunu, davalının ödenmeyen fatura borcu nedeniyle başlatılan takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, müvekkilinin davalıya 2013 yılından beri mal satarak davalıya teslim ettiğini ve ticari defterlerine işlendiğini, davalının itiraz dilekçesinde bu ticari ilişkiyi kabul ettiğini ancak prim ve iade mal alacağı bulunduğunu ileri sürdüğünü, davalının bu iddiasını yazılı olarak kanıtlaması gerektiğini, davalının faturaya süresinde itiraz etmediğini, fatura borcunu ödediğini belge ve makbuz ile kanıtlamak zorunda olduğunu, davalının faize itirazının da mümkün olmadığını, zira tarafların tacir olduğunu iddia ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. O halde mahkemece duruşma açılarak ve tarafların iddia ve savunmaları tesbit edilip varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde yapılan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda taraflar tacir olup davaya esas kredi sözleşmesinin 12. maddesinde, uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığı, yetki şartının geçerli olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemenin yetkisine ilişkin bu açıklamalar, İİK'nın 50. maddesi uyarınca, icra dairesinin yetkisi hakkında da uygulanır.Somut olayda, davacı şirket vekili tarafından davalı taraflara karşı itirazın iptali istemine ilişkin dava açıldığı, davaya esas icra dosyasında alacaklının davacı, borçlunun davalı oldukları, borç sebebi olarak kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetinin gösterildiği, borçlular vekilinin icra dosyasına olan itirazında, borçlunun merkez adresinin bulunduğu yer itibariyle takipte İzmir-Kemalpaşa İcra Daireleri yetkili olduğundan yetki itirazında bulunduğu ve alacaklı görünene herhangi bir borçlarının olmadığını ileri sürerek, öncelikle yetkiye borca, faize ve tüm ferilere yönelik olarak itiraz ettiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptali ve takibin 9.755,53 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 9.699,26 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %23,40 oranında temerrüt faizi ve temerrüt faizinin %5'i oranında BSMV üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davası olup, davacı, kredi borcunun ödenmediğinden bahisle 9.669,26 TL asıl alacak, 106,85 TL işlemiş faiz üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatmış, davalı ise takibe sadece faiz ve yetki yönünden itiraz etmiştir. Davacı banka, bu itirazın iptali davasını açarken asıl alacak miktarına da itiraz edilmiş gibi asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden harç yatırmıştır. Davalı sadece faize itiraz etmiştir. Dolayısıyla davacının asıl alacak yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki yönünden itiraz ettiklerini, mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosyanın yetkili ...Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğunu, davacının ve davalıların adreslerinin ......
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki yönünden itiraz ettiklerini, mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosyanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğunu, davacının ve davalıların adreslerinin Samsun Adliyesi yargı çevresi dışında olduğunu, icra takibine itiraz edilmemesinin itirazın iptali davasında yetki itirazında bulunulmasına ve bu itirazın değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceğini, uzayan cevap süresinde yetki itirazı ve diğer ilk itirazların ileri sürülebilmesinin mümkün olduğunu, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, davacının müvekkilleri hakkındaki icra takibi başlatma hakkının bulunmadığını belirterek, her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle yetkisizlik karar verilerek dosyanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın esastan reddine, davacının %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar...