Yargılama sırasında alınan uzman bilirkişi kök ve ek raporlarında; " Davacı ile davalı arasında, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin .... nolu sözleme bulunmadığı, takip konusu olan ve icra dosyasında borcun sebebi olarak belirtilen enerji tüketim ve kaçak kullanıma ait tüketim faturaları, tesisat endeks dökümleri ve usulsüz/kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı, bu tutanağa istinaden düzenlenen kaçak tahakkuku ve ek tahakkuk belgelerinin dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespitinin mümkün olamadığı, davalı tarafından sunulan ödeme dekontlarının, davalının.... nolu taksit planındaki borca ait olup dava konusu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün takibine dayanak borca ait olmadığı" açıklanmıştır. Bilirkişi rapor ve ek raporlarının, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda; borçlunun, icra müdürlüğüne borca itirazının yanı sıra yetki itirazında da bulunduğu görülmüştür. İİK.nun 66.maddesi uyarınca yasal sürede yapılan itiraz ile takip olduğu yerde durur. İcra dairesinin yetkisine itiraz da borca itiraz niteliğinde olup, yetki itirazı üzerine, takip, anılan yasa hükmü uyarınca durur. Yetki itirazı kaldırılmadığı sürece takibe devam etme olanağı yoktur. Dolayısıyla icra müdürlüğünün şikayete konu kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
borçlu şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin borçlu olduğunu ve itirazında kötüniyetli olduğunu beyan ederek, davalı borçlunun borca ve yetkiye itirazının iptali ile takibin kalınan yerden devamına, itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalının alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmeine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taşıt Kira Sözleşmesi: Düzce 2.Noterliği’nin..... sayılı 09.11.2018 tarihli Taşıt Kira Sözleşmesine göre; Davalılardan Yetki belgesi sahibi ... ile araç sahibi ... arasında yapıldığı, sözleşme konusunun, ... plakalı çekicinin yetki belgesi sahibinin ünvanı altında yurt içi ve yurt dışı taşımalarda kullanılması ve karşılığında ve kira müddetince kira bedeli olarak 1000 TL ödeneceği, Sorumluluk ve Yükümlülükler başlıklı 5.maddesinde “bu sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı taraflar Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde öngörülen sorumluluk ve yükümlülükler bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu ve yükümlüdürler” denildiği; özleşme Süresinin, imza tarihinden başladığı ve yetki belgesinin bitim tarihine kadar devam edeceği; Özel Hükümler başlıklı 7.maddesinde “taşıtın sahibi türkiye ve yabancı ülke mevzuatına uygun olarak taşıtı çalıştıracaktır. taşıt sahibi taşıdığı malın zararı ve ziyanından sorumludur. taşımalardan doğacak bütün sorumluluk taşıt sahibine ait olacaktır”denildiği...
Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine, ayrıca borca itirazda bulunduğunu, itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ancak davalının tacir olduğunu, sözleşmenin 12 maddesindeki yetki anlaşması gereğince İstanbul İcra Daireleri ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, diğer yandan davalının elektrik faturalarını ödeme- yerek temerrüte düştüğünü beyanla davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağa ticari faiz uygulanarak borçludan tahsiline, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilme- sini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; mernise kayıtlı olduğu "Alanya/Antalya" adresi itibarıyla Alanya icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını,dava konusu alacak kaleminin zaman aşımına uğradığını, düzenli...
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
, müvekkili şirket tarafından SMS ve E-POSTA ile gönderilen faturaları teslim aldığını, SMS ile de hatırlatma ve uyarılar yapılmasına rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenler; davamızın kabulüne, davalı-borçlunun takibe, borca, faize faiz oranına ve tüm ferilerine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece takip dayanağı çekin keşide yeri muhatap banka şubesinin adresi ve davacı/borçlunun adresinin de İzmir olduğu gözetilerek tesis ettiği yetki itirazının kabulü kararı isabetli olduğu ve yetki itirazının kabulüne karar verildikten sonra, yetki itirazı kabul edildiğinden borca itiraza ilişkin karar verilmemesi, yetki hususunun İİK’nın 50/2. maddesi gereğince öncelikle karara bağlanması gereken bir husus olması ve yasadan kaynaklanması karşısında davacı vekilinin usul ekonomisini gerekçe göstererek yetkisiz icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinden sair borca ve imzaya itirazlarının incelemesini beklenemeyeceği ve benzer gerekçelerle de ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmiş olduğundan davacının sair itiraz ve şikayetlerinin incelenmesine yer olmadığına dair kararı da isabetlidir....
İcra Dairelerine gönderilmesine, borca ilişkin itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nın Yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19/2. fıkrasında " (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü mevcuttur.HMK.nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK.nun 22.09.1976 gün ve 10/1957-2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987/506-1103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır....
Davacı vekili, davalı Erdal 'ın müvekkili bankadan kredi kullandığını, diğer davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalıların borca ve faize itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, bankada hesapta para bulunmasına rağmen borca mahsup edilmeyerek borca faiz yürütülmesinin haksız olduğunu, bankanın işlemlerinin usule uygun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....