Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu T1 adına kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış ve sonrasında borçlu tarafa ödeme emri tebligatının 25/10/2021 tarihinde İcra Müdürlüğü tarafından çıkartılmış olduğunu, tebligatın 04/11/2021 tarihinde iade döndüğünü, akabinde borçlu vekili tarafından icra dosyasına vekaletname sunulmuş olduğunu iade dönen ödeme emrinin 21/01/2022 tarihinde e-tebligat yolu ile 21/01/2022 tarihinde teslim edildiğini ve 26/01/2022 tarihinde okunmuş sayıldığını, borçlu vekili tarafından henüz tebligat tebliğ edilmeden hatta tebligat icra müdürlüğünden çıkartılmadan önce 14/01/2022 tarihinde takibe, ödeme emrine ve yetkiye itiraz edilmiş olmasının usul ile yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf İran vatandaşı olsa da müvekkil tarafında İran vatandaşı olduğunu ve ana dili farşça olduğundan söz konusu anlaşamama iddialarının tamamen hayatın olağan akışına aykırı ve mesnetsiz iddialardan ibaret olduğunu, davacı tarafın senedin üzerinde yer alan...
İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....
Ayrıca aynı Kanun'un 61/1 maddesi 2. cümlesine göre de, takip belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerekir. Takip borçlusu sözü edilen ödeme emrine bu nedenle karşı çıkarsa İİK'nun 16. Md. doğrultusunda merciiye şikayet yolu ile başvurabilir. Ödeme emrine şikayet yoluyla karşı çıkılmaması halinde, bu şikayet itirazın kaldırılması aşamasında değerlendirilemez. (HGK 2001/12 - 428 E. - 2001/226 K.) Eş söyleyişle ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemiş olması takip hukukunu ilgilendirir....
Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. --- zamanaşımı def'ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (---, ----. sayılı ilamları bu yöndedir.) Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz....
Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK'nın 50/2. maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; İcra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Davacı-(alacaklı)nın açtığı itirazın iptali davasında; davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları kabul edilmez. Ancak, davalı borçlu daha sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkı yine bulunmaktadır. İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. (Yargıtay 3. HD 2015/398 E. 2015/18726 K.)...
Başkanlığı adına Av. ... aralarındaki dava hakkında ...İş Mahkemesinden verilen 02.12.2015 günlü ve 2015/223-2015/538 sayılı hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava konusu ödeme emrine davacının 04.11.2014 itiraz ettiği, itiraz üzerine kurum tarafından verilen kararın davacıya tebliğine ilişkin belgenin dosya kapsamında bulunmadığı görülmekle, ödeme emrine itiraz üzerine kurum tarafından verilen kararın davacıya tebliğ tebellüğ belgesinin kurumdan temin edildikten sonra temyiz incelemesi için genderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalıya ait aracı haricen satın aldığını, araç bedelini ödediğini, davalının borcu nedeniyle aracın haczedildiğini, araç için ödenen bedelin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek takibe vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep edildi. Davalı cevabında, davacıya araç satmadığını, kendisine bir ödeme yapılmadığı ve davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2001/4201 sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı (alacaklı) tarafından başlatılan ilamsız icra yoluyla takibin davalının (borçlunun) yetkiye ve borca itirazı nedeniyle durduğu görülmektedir....
İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirketin 24.09.2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını ve 29.09.2020 tarihinde de ödeme emrine itiraz ettiğini, ancak davalının itirazlarının asılsız ve çelişkili olduğunu, müvekkili şirketin verdiği her hizmeti faturalandırdığını ve işbu faturaların davalı şirketin bilgisi dahilinde düzenlendiğini, gerek takip dosyasındaki ödeme emrinin eklerinde gerekse işbu dilekçenin ekinde sunulacak itiraz konusu faturaya bakıldığında söz konusu faturaların verilen servis hizmeti karşılığında olduğunun gözükeceğini, davalı şirket borçlu olmasına rağmen sırf zaman kazanmak ve borcunu ödememek için kötüniyetli olarak müvekkiline ''herhangi bir borcu bulunmadığından'' bahisle icra takibindeki asıl alacağa, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere icra takibinin durduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, davalı borçlunun Adana .......
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan, borçluların nereye ve hangi sürede itiraz edebileceğinin ödeme emrinde bulunması gerekir. Anayasanın 40/2. maddesinde “(Ek fıkra: 03/10/2001 - 4709 S.K./16. md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” düzenlemesine göre bu husus zorunludur....
Dosya kapsamı ve içeriğine göre; şikayete konu çekin tahsil için bankaya keşide edildiği yerin Diyarbakır olması çek banka şubesinin Diyarbakır olması, borçlu adresi Diyarbakır olması nedeniyle "İstanbul BAM 16. H.D'nin 2019/2168 esas 2019/2213 karar sayılı 18/10/2019 tarihli kararı da" gözetildiğinde yargı çevremiz dışında olması nedeniyle Mahkememizin yer bakımından yetkisizliğine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; (I). 1- Yetki itirazının KABULÜNE, İstanbul 28. İcra Müdürlüğü'nün 2020/18674 esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip dosyasında, itiraz eden borçlu yönünden İİY’nin 50. ve 169a/1. maddeleri gereğince İCRA DAİRESİNİN YETKİSİZLİĞİNE, Borçlu hakkında düzenlenen ödeme emrinin İPTALİNE, varsa bu ödeme emrine dayanılarak konulan hacizlerin KALDIRILMASINA, " karar verildiği görülmüştür....