da, şubesinin ise İstanbul'da bulunduğu, davalı tarafın icra dosyasında ve mahkemede yetki itirazında bulunduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmede vuku bulacak ihtilaflarda İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, yine genel yetki kuralı gereğince de.... veya şubenin bulunduğu İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili ve görevli olduğu gerekçesiyle davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine,... Adliyesi'nin yetkili ve görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı taraf ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne yaptığı itirazında... Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu bildirmiştir. İtirazın iptali davaları takip hukukundan kaynaklandığından icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin yapılması dava şartıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, somut olayda yetkisizlik itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu Dairesince davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılmadığı, itirazın iptali davalarında HMK 114/2 gereği usulüne uygun gönderilmiş ödeme emri ve bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilmiş olmasının dava şartı olduğu ve bu dava şartı giderilebilir bir dava şartı olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde borçlu tarafça yetki ve borca itiraz edilmesi durumunda öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının kabul edilmesi durumunda süre içerisinde talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderileceği, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emrine karşı borçluların borca ve sair yönlere itiraz haklarının mevcut olduğu, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü halinde borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı, borca itirazın dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra yetkili icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine incelenebileceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar bu gerekçelerle usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine oybirliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 7....
ın gönderilen ödeme emrine karşı icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek icra takibini durdurduğu, davacı alacaklı ...'nun da davalı borçlunun yaptığı yetki itirazını kabul ederek icra takibinin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istediği, bunun üzerine takibin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilerek, Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esasını aldığı anlaşılmaktadır. Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu ...'a gönderilen ödeme emrinin borçlu davalıya 29.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve İcra ve İflas Kanunu'nun 62. maddesinde belirtilen yasal süre içinde ödeme emrine itiraz edilmediği görülmektedir. Bu durumda; İİK.'nun 67. maddesine göre açılacak olan itirazın iptali davası için takibin itiraz ile durdurulmadığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece;"Davacının Usulsüz Tebligat Şikayetinin Kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/102777 Esas sayılı takip dosyasındaki davacı-borçlu adına çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın öğrenme tarihinin 13/08/2020 tarihi olarak Düzeltilmesine, Davacının yetki itirazının Kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün Yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili Develi İcra Dairelerine gönderilmesine, diğer itirazlar yetkili ve görevli mahkemece inceleneceğinden, bu aşamada bu hususla ilgili Karar Verilmesine Yer Olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, müvekkillerinin adresi itibarı ile İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığını, ayrıca takibe konu senedin kiraya mahsuben verildiğini, bu yönde senet üzerine kayıt düşüldüğünü, senedin kambiyo vasfında olmadığını, senet suretinin ödeme emrine eklenmediğini söyleyerek yetki itirazının kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptaline ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu bonoda İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, yetki itirazının yerinde olmadığını, senedin usulüne uygun olarak ciro yolu ile devredildiğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir....
İptal edilen ödeme emrine vaki itirazın sonraki ödeme emrine yönelik yapılmış bir itiraz olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nun 438/son maddesi gereği gerekçesi düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İşlemin dayanağı olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 58. maddesinin 1. fıkrasında "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir." düzenlemesine yer verilmiş; 2576 sayılı Kanun ile Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile vergi itiraz komisyonları kaldırılmıştır....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.04.2001 gün ve 2002/21-201 E. 2002/297 K.; 24.03.2004 gün ve 2004/10-164 E. 2004/170 K. sayılı kararlarında da benimsendiği üzere itiraz davası için öngörülen yedi (7) günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle defi değil, bir itiraz olup; sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve resen gözönünde tutulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, yetki itirazı ile birlikte ödeme emrine ve tebligat ile ilgili şikayetlerini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emrinde dayanılan ihtiyati haciz kararının gösterilmediği gerekçesi ile ödeme emri tebligatının iptaline karar verildiği görülmektedir....