Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur.” C. Değerlendirme Kısıtlının, İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli ve 2021/251 Esas, 2021/765 Karar sayılı kararı ile vesayet altına alındığı, kısıtlı ya da vasisinin yerleşim yeri değişikliğine izin talebi olmadan İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ve dosyanın Tunceli Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmakla vasinin talebi ile ilgili karar vermekte İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,10.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, reddedilen yetki itirazı, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin "Reddedilen yetki itirazına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında; davalı erkek sunduğu cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin Altınözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, ilk derece mahkemesince yetki itirazının reddine karar verilmiştir....

      ne dava dilekçesi 14.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından 10 günlük cevap süresinin dolmasından sonra 25.09.2009 tarihli dilekçe ile yetki itirazında bulunulmuştur. Davalı ... Ltd. Şti. vekilinin cevap süresinin uzatılmasına ilişkin bir talebi bulunmadığı gibi, bu konuda mahkemece verilmiş bir karar da yoktur. Bu durum dikkate alınarak, 10 günlük cevap süresi içerisinde yapılmayan yetki itirazının reddiyle, davalı şirket yönünden işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının 10 günlük süre içerisinde yapılmadığı gözden kaçırılarak davalı şirket vekilinin yetki itirazının kabulüne ve dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı iş sahibi şirketin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın iş sahibi şirket yararına BOZULMASINA, 20.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Tüketici Mahkemesince ise, davacının gayrimenkulun aynına ilişkin bir talebi olmadığı, dolayısı ile kesin yetki kuralının uyuşmazlıkta bulunmadığı, davalının da yetki itirazının bulunmadığı, müdahalenin men'i talebi yönünden ise HMK'nın 13. maddesi gereği asıl davaya bakan mahkemenin karşı davaya bakmakla da yetkili olduğunun düzenlendiği açıklanarak yetkisizlik kararı verilmiştir. Açıklanan tüm bu hususlar ışığında, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma kararının bağlayıcılığı dikkate alınarak uyuşmazlığın ... Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          İİK.nun 72/son maddesinde öngörülen yetki kuralları icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında uygulanır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise; genel yetki kuralları uygulanmaktadır. Somut olayda, menfi tespit davası icra takibinden önce açıldığına göre, genel yetki kurallarının uygulanması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece dava konusu çekin keşide yerinin ... olması nedeniyle ... mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyize eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun haczedilen payının satışını isteyebileceğinden İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca taşınmazdaki paydaşlığının giderilmesini isteyemez. Somut olayda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen dava konusu 756 parsel sayılı taşınmazın UYAP’tan kontrol edilen güncel tapu kaydında paylı mülkiyete dönüştüğü ve borçlunun taşınmazda ortak olmadığı anlaşıldığından güncel tapu kaydına göre davanın esastan değerlendirilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 04.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Mahkemece davanın yetki yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 25.09.1991 yılında göçmenler için konut yaptırılacağına ilişkin düzenleme gereğince 2500,00 TL yatırılmasına rağmen konut yapılmadığı gibi paranın da iade edilmediği ileri sürülerek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle tahsili istenilmiştir.Davalı,yetki itirazı ile davanın reddini dilemiştir.Mahkemece dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dosyanın yetkili ve görevli ......

                Mahkemece feri müdahillik talebi kabul edilen şirket vekili, senet üzerinde yetkili kılınan Adana Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, verilen tedbirin müvekkili aleyhine uygulanamayacağını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; tarafların tacir olmasına göre, HMK 17.madde gereği yetki sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle, davalının yetki itirazının kabulüne, ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalının yetki itirazı olmadan, davalı yanında fer'i müdahil olan Anadolu Bank A.Ş. vekilinin yetki itirazı üzerine, kamu düzeni ile de ilgili bir kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı halde, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

                  Aksi halde davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekir. (HMK. m. 17). Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanır. Bu tarihten önce açılan davalarda, yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemeler yanında, kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkileri devam eder. Dosya kapsamından, taraflar arasında imzalanan 100 adet bina yapımı ve anahtar teslimine ilişkin sözleşmesi ile taraflar arasında çıkacak olan ihtilaf ve uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirlendiği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacının itirazın iptali talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, uyuşmazlığın ... Asliye Ticaret Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

                    Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” şeklindedir. Somut uyuşmazlıkta, Bakanlığın 24/01/2020 tarih ve 244190 sayılı olumlu yetki tespiti kararı ile davacı işverene ait olan ve “GIDA” işkolunda yer alan 10 işyerinden oluşan işletmede davalı sendikanın %40'tan fazla çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir. Dosya içeriğine göre yetki tespitine esas alınan işyerlerinin “GIDA” işkolunda kayıtlı olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, yetki tespitinden önce işyerlerinin işkoluna dair bir itiraz ve başkaca bir tespit talebi de söz konusu olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu