Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra müdürlüğünün 2021/6805 esas sayılı dosya kapsamında, yetki itirazlarının kabulüne ve asile yapılan tebligatın geçersiz olduğundan bahisle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Davacının yetkiye ilişkin itirazının incelenmesinde; davacı vekili tarafından müvekkilinin adresinin Osmaniye olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu ancak, takibin ilamlı takip olduğu ve İİK madde 34 gereği ilamların icrasının her icra dairesinden talep edilebileceği dikkate alındığında yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına geçilmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Asile yapılan tebligat yok hükmündedir....

Mahkemece verilen kararın incelenmesinde mahkeme gerekçesinde yetki itirazının kaldırılması ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı görülmüştür. Yine kararda yetki itirazının kaldırıldığına ilişkin bir hüküm yoktur. Borçlu ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yetki itirazı incelenmeden borca itiraz hakkında bir karar verilemeyeceği yani yetki itirazının hallinin bir önmesele olduğu dikkate alındığında HMK nın 355. Maddesi gereğince kamu düzeninden yapılan inceleme sonucu yetki itirazı ve akabinde borca itiraz hakkında yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın bu hususlarda bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstinaf talebinin HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 13....

O halde mahkemece, öncelikle borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazı yönünden de davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Tüm bu nedenlerle eksik inceleme sonucu verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Aydın 1....

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili için haciz istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi nedeniyle, davacı alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmuş, mahkemece istemin kabulü ile yetki itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi ve kararın davalı borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine, davalı borçlunun temyiz dilekçesi Dairemizin 26.05.2014 tarihli 2014 / 5398 Esas 2014 / 6759 K sayılı kararı ile, İ.İ.K.’nun 4949 Sayılı Kanun’la değiştirilen 363. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi ve İ.İ.K’na 4949 Sayılı Kanunla eklenen ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranı nazara alınarak uyuşmazlık konusu değerin karar tarihi itibariyle 5.440 TL’yi geçmemesi ve mahkeme kararının temyiz kabiliyetinin bulunmaması nedeniyle reddedilmiş olduğundan ve miktar itibariyle kesin olan kararlar aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinden davalı borçlunun karar...

    Asliye Tcaret Mahkemesinde borçlu itirazının kaldırılması ve iflasa karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, iflas takibi yetkisiz icra dairesinde başlatılmış, yetkiye itiraz edilmiş olsa dahi İİK 154. maddesi emredici nitelikte olup iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. İflas davasındaki bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilir. Bu kapsamda ticaret sicili kayıtlarına göre iflas davasının açıldığı tarihte şirket merkezi ... Bulvarı, ... Apartmanı, C-2 Blok No: 58 D. 5 .../...-... olup, ... Ticaret Mahkemeleri iflas davasında yetkilidir. Buna karşılık iflas yoluyla takipte icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden değildir....

      Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Davalı ... ... Maden İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından 16.11.2018 tarihli cevap dilekçelerinde yetki itirazından bahsedilmemiştir. Ancak daha önce sunulan davaya cevap süresinin uzatılması talepli dilekçelerinde yetki itirazlarının mevcut olduğu yazılmış ise de HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığı tespit edilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığını, yetki itirazının çekin ibraz edildiği banka göz önünde bulundurularak reddi gerektiğini, ayrıca yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul İcra Müdürlükleri olduğunu, çeke ilişkin zaman aşımı iddiasının geçersiz olduğunu, çek hakkında 15/12/2015 tarihinde takip başlatıldığını, davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını davanın reddine karar verilmesini, davacının %20'den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK'nın 19. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan tarafın yetkili Mahkemeyi göstermek zorunda olduğunu, aksi takdirde yetki itirazının geçerli olmayacağını, davacı yetkili icra dairesini göstermediğinden yetki itirazı geçersiz olmakla Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki senette Küçükçekmece icra dairelerinin yetkili kılındığını öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. Somut olayda, davacı yetki itirazında bulunmuş ise de yetkili icra dairesini göstermediğinden HMK'nın 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazı geçersizdir....

        gerekçeli kararında yetki itirazını reddederken; '' ...takibe dayanak çeklerde keşide yerinin İstanbul olduğu anlaşılmakla davacının yetki itirazının reddine " şeklinde gerekçe gösterdiğini, İstanbul ili içerisinde farklı yargı çevreleri içinde, birden fazla adliye olup, tek bir adliyenin olmadığını, çekin keşide yerinin İstanbul olması halinde, buna dayalı başlatılacak takibin yetkili yerinin Sadece İstanbul (Çağlayan) Adliyesi olarak algılamanın doğru olmadığını, ileri sürerek, ''yetki itirazının reddine'' dair kararın kaldırılmasına ve yetki itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        Yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesinin yetkili kılınmış olması halinde, Türk Mahkemelerinde artık dava açılamayacaktır (açılırsa, davalı Türk mahkemesinde yetki ilk itirazında bulunabilecektir). Ancak yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması halinde, dava yetkili Türk mahkemesinde görülebilir. Yargıtay 11.H.D.'sinin 19.11.1990 tarih ve 7016-7400 sayılı kararı da aynı yöndedir. HGK da bu görüşü benimsemiştir. (Bak. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı C.1, s. 645 vd.) 5718 sayılı Kanun ile 12.12.2007 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2675 sayılı Kanun'un 31. maddesinde paralel düzenleme bulunmaktaydı. İflas davalarında Türk Mahkemeleri İİK'nın 154/son maddesi uyarınca kesin yetkilidir. Bu yetki kamu düzeni ile ilgilidir. Ancak, iflas davalarında öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu