Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu, bu nedenle borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı, borçlunun itiraz dilekçesinde kira sözleşmesine itirazda bulunmadığı, açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmadığı, herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek borca itirazda bulunduğu, bu nedenle İİK'nın 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiği, borçlu borcunun olmadığını yasanın aradığı nitelikte belge ibraz ederek ispatlayamadığını, borçlu tarafından faize itiraz edilmiş ise de alacaklının duruşmada faizden feragat ettiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 günlük yasal ödeme süresi içinde takibe konu borcu ödemediği, bu suretle temerrüt olgusunun gerçekleştiği, davanın bu ödeme süresinin bitiminden itibaren süresinde açıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın kaldırılması ile takibin 120.550 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 120.550 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı borçludan...

    Bu nedenle mahkemenin yetki itirazının kabulü yönünde vermiş olduğu kararda isabetsizlik bulunmadığından alacaklının yetki itirazının kabulüne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda takipte birden fazla borçlu bulunduğu halde, yetki itirazında bulunmayan diğer borçluları da kapsar şekilde karar verildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, borçluların yetki itirazının kabulü ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra dosyasının muteriz borçlular yönünden tefrik edilerek yetkili ... İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tüm borçluları kapsar şekilde yetki itirazının kabulüne ve ödeme emrinin iptaline yönelik hüküm tesisi isabetsizdir....

      ın 30.01.2007 tarihli kefaletname ile talep eden alacaklı lehine 200.000 TL meblağ üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, her ne kadar 99.600,00 TL lik ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de vadesi gelmeyen senetlerle birlikte talep olunan alacak 480.741,76 TL olmakla verilen kefalet vadesi gelmeyen senetleri de kapsadığından ihtiyati haciz talebinin kaldırılması yönündeki talebin reddi gerektiği, kefalet taahhütnamesinde ve mernis adresinde itiraz eden ...'in yerleşim yerinin İskenderun olduğu anlaşılmakla yetki itirazının kabulüne ve ihtiyati haczin ... yönünden kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm itiraz eden ... vekili ile talep eden vekilince temyiz edilmiştir....

        İlk derece mahkemesi tarafından; "...Davacı tarafından her ne kadar icra dosyasında davalının itirazının kaldırılaması talep edilmiş ise de icra dosyası incelemesinde 05/04/2018 tarihinde icra dosyasına yetki belgesi sunulduğu, vekil kaydının yapılmasının talep edildiği, itirazın kaldırılması davasının bu tarihten itibaren en geç 6 ay içerisinde açılması gerektiği anlaşıldığından süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki gerekçe ile "Süresinde açılmayan Davanın Reddine" karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; İİK. 68. Maddesi uyarınca dava açma süresinin başlaması için itirazın alacaklı tarafa tebliğ edilmesi gerektiğini, icra dosyasında işlem yapılması veya vekalet sunulması gibi işlemlerin tebligat olarak sayılamayacağını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Mahkemece verilen ek kararda, yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, ihtiyati haciz dilekçesinin reddine ve hükmedilen ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilen karar, mahkemenin itiraz üzerine iki tarafı davet edip dinledikten sonra karar vermeyip, dosya üzerinden karar vermesinin doğru olmaması gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrası borçlunun yetki itirazının ve ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı borçlu vekili temyiz etmiştir. İstem ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itiraza ilişkin olup, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın incelemesi usulü İİK'nun 265. maddesinde düzenlenmiştir....

          O halde, mahkemece, usulünce yapılmış bir borca itiraz bulunmadığı halde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına dair müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi ve ayrıca alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemi konusunda da inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacıların gerçek kişi olduğu ve tacir olduklarının belgelendirilmediği anlaşıldığından yetki sözleşmesi geçerli olmadığından, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla davalının yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine, davacılar vekili nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, istinaf talebinde bulunmuş ise de, davanın niteliği gereği nisbi harca tabi olmadığı anlaşılmakla, davacıların istinaf talebinin de esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir....

            Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına,borca itirazının 173.250,00 USD asıl alacak ve 1.628,08 USD işlemiş faiz yönünden kaldırılmasına, itirazın kaldırılmasına karar verilen asıl alacak tutarının (173.250 USD'nin) %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararın hem borçlu hem alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlunun istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulü ile ... 19....

              ./..." olduğu, davalı ... vekilince yetki ilk itirazının yasal iki haftalık süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü ve yetki ilk itirazının haklı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesi ise İİK'nın 277 ve devamı maddelerindeki düzenlenen davalarda borçlu ve 3. kişilerin zorunlu dava arkadaşı olduğu, tasarrufun iptali davasında yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığından yetki itirazının zorunlu dava arkadaşı olan borçlu ve 3. kişiler tarafından birlikte ve süresinde yapılması gerektiği, somut olayda ise yetki itirazının sadece davalı ... tarafından ileri sürüldüğü, diğer davalı ...'nın böyle bir itirazının olmadığı, bu nedenle zorunlu dava arkadaşı olan davalıların usule uygun olarak yaptıkları bir itiraz olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu