Şikayet olunanın alacağının bu madde kapsamında hesaplanmasına ilişkin olmayıp, alacağın hiç doğmadığına ya da sıra cetvelinde belirtilen miktarda olmadığına ya da alacaklı ile borçlu arasında muvazaa oluşturulduğuna yönelik itiraz ileri sürülmesi halinde ise itiraz, alacağın esasına yönelik olup, genel mahkeme görevlidir. Somut olayda şikayetçi tarafın, İİK'nın 138. maddesi kapsamında kalan takip hukukuna yönelik hesaplamaya ilişkin bir şikayeti bulunulmadığı gibi, şikayet olunanın alacağının doğumuna ve gerçek miktarına yönelik herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır. Mahkemece, şikayetçinin, şikayet olunanın alacağının miktarına yönelik itirazı olmadığı gerekçede belirtilmiş ise de, bu gerekçe miktar ve hesaplamaya ilişkin her iki olasılığı içermemektedir....
Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında; şikayet olunana 22.10.2015 tarihli 1. sıra cetvelinin 27.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayet olmaması nedeniyle sıra cetveli 03.11.2015 tarihinde kesinleştiği, İcra Müdürlüğünün yapmış olduğu bir işlemden dolayı kendiliğinden dönebilme, işlemi değiştirebilme yetkisi olmadığı, itiraz ve şikayet olmaması nedeniyle kesinleşen sıra cetvelinin itiraz ve şikayet süresi geçtikten sonra talep edenin talebi doğrultusunda İcra Müdürlüğünce değiştirilmesi işleminin yasa ve usule aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan banka vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
İcra emrine karşı itiraz için İİK.nun 149/a maddesi gereğince ilamların icrasına ilişkin 33 ve devamı madde hükümlerinin uygulanması gerektiğinden aynı yasanın 34.maddesi uyarınca ilam niteliğindeki bu belge için her icra dairesinde takipte bulunulabilir (HGK. nun 18.01.2012 tarih, 2011/12-725 esas, 2012/14 karar sayılı kararı). Somut olayda alacaklı tarafından İİK. nun 150/ı maddesi göndermesi ile aynı yasanın 149.maddesine göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak borçlulara icra emri tebliğ edildiğine göre, İİK'nun 34.maddesi uyarınca yetki itirazı dinlenemez. O halde, mahkemece, borçluların sair şikayet nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayet eden vekili, düzenlenen sıra cetvelinde şikayet edilenin göndermiş olduğu 1. haciz ihbarnamesine 3. kişi tarafından itiraz edilmiş olmasına rağmen, bu haczin geçerli olduğu varsayımından hareketle yapılan paylaştırmanın hatalı olduğunu, şikayet edilene ayrılan paranın ilk haciz sahibi müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir....
İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK'nın 79. maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen uygulanmalıdır....
Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, borçlu vekili tarafından yetkiye ve borca itiraz edilmiştir. Mahkeme, usulsüz tebligat ve yetki itirazının süresinden sonra yapıldığını, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımının da yerinde olmadığını belirterek istemlerin reddine karar vermiştir....
Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı alacaklının icra mahkemesine açacağı itirazın kaldırılması davası, yada genel mahkemede açacağı itirazın iptali davasıyla birlikte yetki itirazının da kaldırılmasını talep etmesi mümkündür. İlk derece mahkemesince davacı alacaklının, borçlu T3'nin yetki itirazının kaldırılması isteminin hukuki yarar yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kaldırılması talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda; ödeme emrinin borçlu şirketin elektronik posta adresine 07.03.2021 tarihinde ulaştığı, tebliğ evrakının açılmış olup olmamasının tebliğ tarihine etkisinin bulunmadığı, bu durumda yetki itirazı bakımından yasal 5 günlük, ödeme emrine yönelik şikayet bakımından 7 günlük yasal süreler içerisinde 11.03.2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin yetki itirazının ve şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 25....
Dairesine soruşturma izni verilmesi yönünde itiraz ettiği, bu itirazı öğrenen sanığın, 14.04.2010 günü Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdiği dilekçesindeki "Elbette Savcılık makamının soruştuma izni ile ilgili itiraz etme yetkisi bulunmaktadır. Ancak bu yetki keyfi olarak, bilgi ve bulgular çarpıtılarak kullanılabilecek bir yetki değildir...", "Ancak Mersin Cumhuriyet Savcısı sayın ...'ın adeta beyazı kara, karayı ak göstermek tabirinden, ifadeleri çarpıtarak yorumlaması karşısında söylecek söz bulamıyorum. Kamu adına doğrunun hakkın savunulucuğunu yapması gerekirken, yanlış yapanlara cesaret verecek, görevini yapan insanları sindirecek tarzda bir yaklaşım sergilemiştir....