İİK'nun 264/2 maddesinde "İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur." hükmü yer almaktadır. Yukarıdaki düzenlemeye göre, 7 günlük itirazın kaldırılması veya iptali davası açma süresinin geçmesinden sonraki bir tarihte yetki itirazının kabul edildiğinin icra müdürlüğüne bildirilmesi ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmasına engel oluşturmaz. Somut olayda, Aksaray 5....
Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği 26/09/2019 tarihli dilekçesinde husumet ve yetkiye itiraz edildiği, husumet itirazı içeriğine göre genel olarak itiraz iradesinin çıkarılabildiği, gerçek maksat ve isteğinin borca itiraz iradesini taşıdığı , bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldı ki borçlu tarafından Kocaeli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna yönelik yetki itirazında bulunulduğu geçerli bir yetki itirazı söz konusu iken yetki itirazı kaldırılmadan takibe devam edilmesinin İİK 66/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği dolayısıyla itiraz nedeniyle durdurulmuş takip nedeniyle takibe devam edilerek haciz istenmesine yasal olanak bulunmadığı, tüm bu sebeplerle şikayetin reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın Reddine" karar verildiği görülmüştür....
İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler de takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK'nın 79. maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen uygulanmalıdır....
yönünden itiraz edildiğini, icra takibinin durdurulduğunu, yapılan yetki itirazının haksız olduğunu, takibe konu alacağın tüketici işleminden kaynaklı bir alacak olup 6502 Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/5. maddesi kapsamında takibin tüketicinin yerleşim yerinde de yapılabileceğinin tüketiciye seçimlik yetki olarak tanındığını, taraflarınca yapılan icra takibinde tüketici müvekkilinin yerleşim yeri olan Gebze Mahkemeleri/İcra Dairelerinin de yetkili olduğunu, borçlu şirket tarafından yapılan yetki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle yetki itirazının kaldırılarak itiraz ile durdurulan takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Daireleri olduğunu, müvekkili idare yönünden hiç doğmamış olan borcun tamamına itiraz ettiklerini takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, şikayet edenin tüzel kişiliğinin bulunmadığı belirtilerek şikayetin taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Görev Yetki ve Teşkilat Yönetmeliği'nin 5. maddesi; "... Genel Müdürlüğü, ... Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olarak 2560 sayılı Kanun gereğince kurulmuş müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur". hükmünü içermektedir. Bu durumda Mahkemece şikayetin esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ: Borçlu Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. ve İİK' nun 366....
İİK'nun 169. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 168/5. maddesine göre; borçlunun, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını, 168/3. maddesine göre de kambiyo senedi vasfına yönelik şikayetlerini icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re'sen gözetilmelidir. İİK'nun 19. maddesinde ise; "Gün olarak tayin edilen müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz. Bir müddetin sonuncu günü resmi tatil gününe rastlarsa müddet tatili takip eden günde biter. Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 13.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 18.01.2016 tarihinin pazar gününe rastladığı, icra mahkemesine başvurusunun ise pazartesi gününe isabet eden 19.01.2015 gününde yani yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır....
İİK.nun 4.maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK.nun 79 ve 360.maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda, şikayete konu 22.04.2008 günlü haciz, İnegöl 1. İcra Müdürlüğünün 2008/630 sayılı icra dosyasında Gemlik Tapu Sicil Müdürlüğüne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır. O halde, anılan hacze karşı şikayeti inceleme yetkisi haciz yazısını doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yazan icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine aittir. Bu durumda uyuşmazlığın asıl icra dairesinin bağlı olduğu İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir....
Bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebileceği, icra mahkemesinde müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan senedin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alınarak bu fasla göre takibi iptal edebileceği belirtilmiş olup, öncelikle davanın süresinde açılmış olması gerektiği, davacının şikayet konularının süreye bağlı olup, süresiz şikayet nedeni olmadığı, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin 03.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davanın ise 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 11.05.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla mahkemece davanın süre yönünden reddine vermiş olduğu karar; usul ve yasaya uygun olduğundan; davacı - borçlunun istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur HÜKÜM:Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere : 1-...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlular vekili, Sakarya/Ferizli İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir....
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davalının icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği, öncelikle bu hususun incelenmesi gerektiği, haksız fiilin ...'da meydana geldiği, davalının adresinin ... olduğu gerekçesiyle, ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/1247 esas sayılı dosyasında yetkisizliğine, icra dosyasının talep halinde ... Nöbetçi İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere, ortada yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunmamasına ve yetki itirazının ancak yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesince incelenebilecek olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ancak, mahkemece yukarıda açıklandığı üzere sadece usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yetki ve görevi dahilinde bulunmayan "......