Somut olayda; ödeme emrinin borçlu şirketin elektronik posta adresine 07.03.2021 tarihinde ulaştığı, tebliğ evrakının açılmış olup olmamasının tebliğ tarihine etkisinin bulunmadığı, bu durumda yetki itirazı bakımından yasal 5 günlük, ödeme emrine yönelik şikayet bakımından 7 günlük yasal süreler içerisinde 11.03.2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin yetki itirazının ve şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 25....
Dairesine soruşturma izni verilmesi yönünde itiraz ettiği, bu itirazı öğrenen sanığın, 14.04.2010 günü Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdiği dilekçesindeki "Elbette Savcılık makamının soruştuma izni ile ilgili itiraz etme yetkisi bulunmaktadır. Ancak bu yetki keyfi olarak, bilgi ve bulgular çarpıtılarak kullanılabilecek bir yetki değildir...", "Ancak Mersin Cumhuriyet Savcısı sayın ...'ın adeta beyazı kara, karayı ak göstermek tabirinden, ifadeleri çarpıtarak yorumlaması karşısında söylecek söz bulamıyorum. Kamu adına doğrunun hakkın savunulucuğunu yapması gerekirken, yanlış yapanlara cesaret verecek, görevini yapan insanları sindirecek tarzda bir yaklaşım sergilemiştir....
İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ile kötü niyet tazminatı talep etmiş ve borca da itiraz etmekle takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacı borçlu tarafın iddialarına karşı çıkarak davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe dayanak yapılan bonolarda, TTK.nun 776/1-f maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmamakla, aynı kanunun 777/son maddesine uygun bir biçimde bonolarda tanzim edenin ad ve soy adının yanında yazılı idari birim olarak .../... gösterildiği, davacının adresinin .../... olduğu itirazın usule uygun şekilde bildirildiği gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, davacı borçlu açısından Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, İstanbul ......
Bir başka anlatımla adı geçenin yukarıda özetlenen istemi, İİK'nun 265. maddesinde yer alan ihtiyati hacze itiraz niteliğinde olmayıp, ihtiyati haciz kararının uygulanması sonucu traktör üzerine konulan hacizlerin, haczedilmezlik nedeniyle kaldırılması istemidir. İİK'nun 261/son maddesinde yer alan “İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır” şeklindeki hüküm gereğince bu şikayeti inceleme görevi işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine aittir. Bununla birlikte; İİK'nun 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki niteliğindedir. İİK'nun 79 ve 360. maddelerinde ise, İİK'nun 4. maddesinde yer alan yetki kuralının istisnaları düzenlenmektedir....
Yukarıda izah edilenler husular kapsamında davacının sendikal fesih iddiası değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince de isabetli bir şekilde tespit edildiği üzere, davalı işyerinde Türk Metal Sendikasının 25/06/2021 tarihinde yetki aldığı, davalı işveren tarafından yetki tespitine itiraz edilerek Gebze 4....
Şikayet olunan vekiline şikayet dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak şikayet olunan vekilince cevap verilmediği ve duruşmalara katılınmadığı görülmüştür. Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın alacaklarına ilişkin Vergi mahkemesinde görülen dosyanın derdest olduğu, şikayet olunanın alacağının sıra cetvelinde sırası belirlenmeden nizalı alacak olarak kayıt edilmesi gerektiği gerkçesiyle, kabul edilmesine karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1-İtiraz, iflas sıra cetvelinde şikayet olunanın sırasına ilişkindir. İflas idaresinin, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas hukuku kurallarına aykırı hareket ettiği veya yaptığı bir işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilirse, bu halde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurulur (İİK'nın m.227; m.16). Şikayet sebeplerinden en önemlisi, bir alacaklının kendisine verilen sıraya itiraz etmesidir (m. 235, IV)....
Takip dayanağı çekte keşide yeri ve borçlu ikametgahı "Bursa" olup, borçlulardan Murat Akçay'ın "Ümraniye/İstanbul" adresine çıkarılan tebligat bila döndüğünden, şikayet tarihine kadar da bu şahısa yapılmış bir tebligat olmadığından, ayrıca diğer takip borçlusu Nazmi Asa adına çıkarılan ödeme emrinin de şikayet tarihinden sonra "Nilüfer/Bursa" adresinde tebliğ edildiğinden, takibe dayanak yapılan çekin keşide yerinin, muhatap bankanın bulunduğu yerin ve davacı borçlu ÖZDENUR OTOMOTİV SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ.'nin adresi Bursa olduğundan, davacı-borçlunun yetki itirazının kabulü ile, icra dosyasının borçlu açısından tefriki ile yetkili Bursa İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazı kabul edilmekle davacının sair itirazlarının bu aşamada inceleme dışı tutulmasına " karar verildiği görülmüştür....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşideci borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece evrak üzerinden yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesi; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne haizdir. Buna göre; başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde yetkiye itiraz etmesinden sonra, 11.09.2015 tarihinde icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra zaptına yazılan aynı tarihli imzalı beyanı ile yasanın lehine vermiş olduğu tüm itiraz ve şikayet haklarından süreleriyle birlikte feragat ettiğini beyan ederek takibin kesinleştirilmesini istediği ve mallarına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği görülmüştür. O halde, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nun 79 ve 360. maddeleri, yetki ile ilgili istisnalardır. Somut olayda, her bir haciz işlemi için şikayeti inceleme yetkisinin, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı icra mahkemesine ait olup olmadığı re'sen nazara alınmak üzere, yetki hususunda itiraz da bulunduğu dikkate alınarak, sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Belirtilen sebeplerle, davacı yanın istinaf başvurusunun esasa ilişkin nedenler incelenmeksizin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a.3 maddesi gereğince ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....